"لا ترغب" - Traduction Arabe en Turc

    • istemezsin
        
    • istemiyor
        
    • istemiyorsun
        
    • istemediğini
        
    • istemiyorsan
        
    • istemez
        
    • istemezsiniz
        
    • istemediğine
        
    • istemedi
        
    • istemeyen
        
    • istemediğin
        
    Kafaya öyle bir darbeden sonra kan dolaşımını durdurmak istemezsin. Open Subtitles فبوجود كدمة كهذه في رأسه، لا ترغب بإيقاف تدفّق الدم.
    - Cimri görünmeyi istemezsin. - Cimri mi? Ben cömertlik timsaliyim! Open Subtitles أنت لا ترغب بأن تبدو للناس غير كريم أنا روح الكرم
    Hiç bir şey yapmak veya hiç bir yere gitmek istemiyor. Open Subtitles كما انها لا ترغب بالقيام باي شيء ولا الذهاب لاي مكان
    O zaman neden şirketiniz kadınları güç sahibi olacak yerlere terfi etmeyi istemiyor? Open Subtitles حسناً إذا لماذا شكركتكِ لا ترغب بترقية النساء إلى مناصب أكثر سلطة ؟
    Ekibinde vücudunun ve beyninin kontrolünü yavaş yavaş kaybeden bir doktor istemiyorsun. Open Subtitles أنت لا ترغب بطبيبة في فريقك تفقد تحكمها ببطء في جسدها وعقلها
    Her neyse, ona günün geri kalanı için izin almasını söyledim ama okulun ilk gününü kaçırmak istemediğini söyledi. Open Subtitles وعلى أيّة حال، أخبرتها أنها بوسعها أخذ بقية اليوم للراحة لكنها قالت أنها لا ترغب بتفويت أول يوم دراسي.
    Hiç mantıklı değil. Bak bu işten sen kazanmak istemiyorsan tamam. Open Subtitles هذا ليس منطقياً إذا كنت لا ترغب بكسب الأموال , حسنٌ
    Ve başka hiçbir şeyi onunla aşk yapmaktan daha fazla istemez. Open Subtitles بحيث أنها لا ترغب بأي شيء ... عدا إظهار الحب لها
    O cesede benden önce ulaşırsa kendisini tanımayı hiç istemezsin. Open Subtitles لا ترغب في لقائه خاصة إن بلغ تلك الجثة قبلي
    Artık bir cezaevi kuşu olmak istemezsin öyle değil mi? Open Subtitles إنك لا ترغب بأن تكون عصفور السجون طوال حياتك، أليس كذلك؟
    Küçükken, nefret ettiğin birinin yanına oturmak zorundasındır okula gitmek bile istemezsin. Open Subtitles عندما تكون صغير و تجلس بالقرب من شخص تكره حتى انك لا ترغب بالذهاب الى المدرسة
    Sırtlanlarla olduğu gibi tekrar başını belaya sokmak istemezsin. Open Subtitles فأنت لا ترغب في أن تتورط في مشكلة أخرى كما فعلت مع الضباع
    Ama o pahalı şeylerini alamayacak fakir ve pasaklı birini istemiyor. Open Subtitles إنها لا ترغب في شخص فقير لا يُمكنه تحمل شراء أغراضها
    Kadınlar centilmenleri istemiyor, alçaklarlar haydutları istiyor. Open Subtitles لا ترغب النساء في الرجال اللائقين بل في المتنمّرين وقطّاع الطرق
    - Bayan Hunterson tebrik istemiyor. Open Subtitles أوه، في الواقع السيدة هانتيرسون، لا ترغب بتلقي التهاني. أوه، آسف.
    Kendinden taviz vermemek suç değil ki. Dört ayak üstünde emekleyerek... evlenmek istemiyorsun. Open Subtitles لم تخطيء حين دافعت عن نفسك لا ترغب بالبدء بزواج زاحفا على اربع
    Eee, Susie, gerçekten bir çatal ve bıçak kullanmak istemiyorsun değil mi? Open Subtitles لذا، سوزي، كنت حقا لا ترغب في استخدام شوكة وسكين، أليس كذلك؟
    Söyle bakalım, hangi bölüme gitmek istemiyorsun? Open Subtitles لذا قل لي.. ما المكان الذي لا ترغب في الذهاب إليه؟
    Sende Prue'nun asla istemediğini bildiği şeyler var. Open Subtitles إنك الشخص الذي لطالما عرَفَت بأنها لا ترغب به
    İstemiyorsan, bunu yapmak zorunda değilsin. Open Subtitles لم يكن لديك للقيام بذلك إذا كنت لا ترغب في ذلك.
    Nasıl bir insan kendi kızının davası çözülsün istemez ki? Open Subtitles من تلك التي لا ترغب بحل قضية مقتل ابنتها
    Oraya gidip kocaman bir kıskaçla onları kırmak istemezsiniz. TED لابد أنك لا ترغب في الذهاب هناك وسحقها بمخالب كبيرة.
    Kalıp bulaşıkları yıkamamı istemediğine emin misin? Open Subtitles أواثق أنك لا ترغب مني أن أبقى وأغسل الصحون؟
    Küçük mezhebinize katılmak istemedi mi? Open Subtitles انها لا ترغب في الانضمام عبادة بك قليلا؟
    Bu küçük kızın, kendisini istemeyen bir ailenin çocuğunu olacağını hiç düşündün mü? Open Subtitles هل حتى أعتبرت حقيقة ان هذه الطفله تكون في عائلة لا ترغب فيها؟
    Ama yapmak istemediğin şeyleri yapmakta o kadar iyi değilsin zaten. Open Subtitles لكنك لست جيداً في فعل الاشياء التي حقاً لا ترغب بها

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus