"لا تطاق" - Traduction Arabe en Turc

    • dayanılmaz
        
    • dayanılır gibi değil
        
    • dayanılacak gibi değil
        
    • katlanılmaz
        
    • çekilmez bir
        
    Roman, ihtiyacı dayanılmaz hale gelmeden ona gösterdiğimiz şeyi kabul etmez. Open Subtitles الأن حتى تكون حاجيات نورمان لا تطاق لن يقبل بما سنريه
    Her Temmuz, hava sıcaklığı dayanılmaz olduğunda kadınlarını ve çocuklarını uzağa gönderirlerdi. Open Subtitles في شهر يوليو ، عندما تصبح حرارة الجزيرة لا تطاق فإنهم يرسلون زوجاتهم و أبناءهم للتصييف
    Böcek zehri, insanların korkularını dayanılmaz bir seviyeye çıkardı. Open Subtitles هذه المبيدات قد رفعت حالة الرهبة لديهم لدرجة لا تطاق
    Bu sıcak dayanılır gibi değil. Bir şey yapamaz mıyız? Open Subtitles هذه الحراره لا تطاق , الا يمكننا فعل شيئ ؟
    Bu sıcak dayanılacak gibi değil. Bir vantilatör almalıyız Monty. Open Subtitles الحرارة لا تطاق يجب ان نحصل على مروحة مونتي
    Henry kendinde değil, ve bu kadın hayatı daha katlanılmaz kılıyor, sadece bizim için değil tüm Fransa için. Open Subtitles هنرى ليس هنري.. وهذه المرأة تجعل الحياة لا تطاق ليس فقط من أجلنا ، بل من أجل فرنسا كذلك.
    Cameron'un çekilmez bir arkadaşı vardı onu defetmedi, elbette ben de onlara katılmadım. Open Subtitles كان لكامرون صديقةٌ لا تطاق ولم تكن هي راضيةً بالتخلص منها وأنا بالتأكيد لم أكن لأقبلَ بالانضمام إليهما
    Sıcaklık dayanılmaz dereceydi ve mutfak kültürleri berbattı. Open Subtitles الحرارة كانت لا تطاق وما يسمّى بالمطبخِ تحت العصيان
    Şizofrenler için alan ne kadar dar olursa, duygular o kadar dayanılmaz olur. Open Subtitles أتعلمين لمرضى الفصام كلما كان ضاق المكان كلما تصبح الأحاسيس لا تطاق
    dayanılmaz olmak için masumların kanını emdi. Open Subtitles لقد وجدت أخذ الدّم البريء كي تكون لا تطاق
    Ameliyattan daha yeni çıktı. Ağrısının dayanılmaz olduğunu söylüyor. Open Subtitles لقد خرجت للتو من عمليّة جراحيّة وتقول أنّ آلامها لا تطاق
    Ameliyattan daha yeni çıktı. Ağrısının dayanılmaz olduğunu söylüyor. Open Subtitles لقد خرجت للتو من عمليّة جراحيّة وتقول أنّ آلامها لا تطاق
    İçinden bir türlü çıkamadıkları dayanılmaz bir çevrede tıkılı kalmıştırlar. Open Subtitles انهم محاصرون في ظروف لا تطاق انهم لا يستطيعون الخروج منها.
    Öyleyse dayanılmaz olaylara devam etmeyelim Open Subtitles إذًا، توقف عن الذهاب إلى تلك الأمسيات التي لا تطاق
    Tanrım! dayanılır gibi değil! Open Subtitles يا إلهي لا تطاق
    dayanılır gibi değil! Open Subtitles هي التي لا تطاق!
    Ama bu dayanılacak gibi değil, tamam mı? Open Subtitles حسناً؟ لكن هذه لا تطاق
    Seninle hiç konuşmamıştım ve senin katlanılmaz göründüğünü düşünüyordum. Open Subtitles إننى لم أكن حتى لأتحدث إليك لقد ظننت أنك تبدو لا تطاق
    Evdeki durum çekilmez bir hal aldı. Open Subtitles لقد غدا وضعي في هذا البيت لا تطاق.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus