Hadi, o senin için anlamsız. Onu tanımıyorsun bile. | Open Subtitles | إنها لا تعنى شيئاً لك بل أنت لا تعرفها حتى |
Hiçbir surette Onu tanımıyorsun. Aylar boyunca hiç umursamadın. | Open Subtitles | أنت لا تعرفها مطلقاً لشهور الآن, أنت لم تهتم بذلك |
bu aslında, şimdiye dek biriktirdiğin tüm bilgini ve deneyimini bir araya getirmek ve Bilmediğin şeylerin arasına dalmakla ilgili. | TED | انه عن تجميع وتحصيل كل المعرفة والتجارب التي جمعتها حتى الآن لمساعدتك على الغوص في الأشياء التي لا تعرفها . |
Ama diğer adam senin Bilmediğin bir hile biliyorsa bu diğerlerinden daha hızlı silah çekmeni sağlamaz; | Open Subtitles | لا يهم أن يكون قادرا على سحب المسدس بسرعة أكبر من سرعة خصمك يمكن أن يعرف الخصم خدعة لا تعرفها |
Kızın bilmediği bir dilde konuştuğuna kanıt istiyordu. | Open Subtitles | أراد اثباتاً بأن الطفلة كانت تتحدث لغة لا تعرفها |
Bak, onun hakkında nasıl hissetsen de onun kim olduğunu bilmiyorsun. | Open Subtitles | انظر ، بغض النظر عما تشعره تجاهها أنت لا تعرفها حقاً |
- Bilmiyor musun? - Dostum, bilmelisin. | Open Subtitles | هل أنت لا تعرفها ؟ |
- Onu tanımıyor musun? | Open Subtitles | -أنت لا تعرفها ؟ |
Onu tanımıyorsun, onunla konuşmak zorunda değilsin. Anladın mı? | Open Subtitles | انك لا تعرفها ولا تود الحديث معها, هل فهمت ؟ |
Onu tanımıyorsun ama tanısaydın onu kesinlikle severdin çünkü Norah'ı sevmeyen yoktur, ...ve hiç yapmayacağı bir şekilde bu gece beni yalnız bıraktı. | Open Subtitles | طبعا أنت لا تعرفها لكنك ستحبها فعلا.. كل أحد يحب نورا |
- Ona her şeyi anlatmamalısın. - Onu tanımıyorsun. | Open Subtitles | لا يجب عليك أخبرها بكل شيئ أنت لا تعرفها |
Bu kızla evlenmek için acele ediyorsun. Onu tanımıyorsun. | Open Subtitles | أنت تستعجل الزواج بهذه الفتاة فأنت لا تعرفها |
Görüntüleri seyredip fotoğraflara bakıyorsun ama Onu tanımıyorsun. | Open Subtitles | أنت تشاهد تسجيلات وتراقب صوراً. أنت لا تعرفها. |
Seninle ilgili bilmediğim şeyler ve benimle ilgili Bilmediğin şeyler var | Open Subtitles | أن هناك أشياء لا أعرفها عنك وأشياء لا تعرفها عنيّ. |
Hakkımda Bilmediğin çok şey var. | Open Subtitles | هناك الكثير من الأشياء التي لا تعرفها عنيّ. |
Tatlım, hadi şu Picasso'yu görelim. Belki senin Bilmediğin bir tanedir. | Open Subtitles | عزيزي, دعنا نذهب لنري بيكاسو ربما هي التي لا تعرفها |
Ama ben onun bilmediği bir kaç şeyi biliyorum. | Open Subtitles | لكنني أعلم القليل من الأشياء التي لا تعرفها |
Deborah Connors önceden bilmediği soruları cevaplamaz. | Open Subtitles | ديبورا كونورز لا تجيب أي أسئله لا تعرفها تفضلي |
Avukat diyorsun, nerede çalıştığını bilmiyorsun. Üstelik iletişimini kesmis. | Open Subtitles | و انت ظننت انه يعمل في مؤسسه قانونيه و لا تعرفها و الان قطع كل اتصالاته بك |
Bilmiyor musun! | Open Subtitles | لا تقل لي أنك لا تعرفها. |
Bir kaydın peşine düştüğünüzde, etrafınız bilmediğiniz müziklerle kuşatılıyor. | TED | عندما تنقب عن تسجيلات، تكون محاطََا بموسيقى لا تعرفها. |