| Ben ve kocam hakkında bilmediğin bir şey kalmadığını düşünüyorum. | Open Subtitles | ولا أعتقد أن هناك شيئاً يخصني أنا وزوجي لا تعرفيه |
| Tanımadığın, telefonunu bilmediğin birine niye ararım dedin? | Open Subtitles | لماذا تقولين لرجل لا تعرفيه و الذي ليس معكِ رقمه أنكِ ستتصلي به لاحقاً؟ |
| Belki bilmediğin ve ilgilenmediğin biriyse daha kolaydır. | Open Subtitles | ربما سيكون الامر سهلاً لو كان الشخص لا تعرفيه ولا تهتمين لأمره لا , إنه ليس كذلك |
| Alınmayın ama bilmediğiniz çok şey var. | Open Subtitles | دون إهانة يا سيدتي ، لكن ما لا تعرفيه قد يملأ مستودع |
| Onu tanımıyorsun ve tanımadığın bir erkeğin evinde kalabiliyorsun, öyle mi? | Open Subtitles | أنتِ لا تعرفيه جيدا , اليس كذلك؟ هل اعتدت علي النوم في منزل رجل لا تعرفيه جيداً؟ |
| Sana hakkımda bilmediğin bir şey söyleyeceğim sen de bana bilmediğim bir şey söyleyeceksin. | Open Subtitles | اريد ان اخبرك شيء لا تعرفيه عني وأنت تخبريني شيئ لا أعرفه عنك |
| Hâlâ bilmediğin çok şey var ve insanlar bunu aleyhine kullanacaklardır. | Open Subtitles | هناك الكثير لا تعرفيه والناس سوف يستخدمون ذلك ضدك |
| Ama bilmediğin şey şu ki, kuantum zaman yolculuğunda iki tane teori vardır. | Open Subtitles | الذي يمكن أنكِ لا تعرفيه أنه هناك رأيين فيما يتعلق بنظريات السفر الزمني الكمي |
| Tamam, ama benim hakkımda bilmediğin şey şu ki aslında ben hayatım boyunca cadılık çalışıyordum. | Open Subtitles | حسنا , ولكن الذى لا تعرفيه عنى هو انى بالفعل كنت ادرس السحر طيله حياتى |
| bilmediğin şey genelde yanlış olanı söylerken kalbimde niyetim iyi. | Open Subtitles | ولكن ما لا تعرفيه هو أنه في كثير من الأحيان أقول شيئا خاطئا لكن في قلبي أعني خيرأ |
| - Ve bilmediğin birşey daha var! | Open Subtitles | وهناك شيئا وحيدا أعلم أنكى لا تعرفيه |
| Ama hakkımda bilmediğin çok şey var. | Open Subtitles | لاكن يوجد الكثير عني لا تعرفيه |
| Çünkü bence senin bilmediğin bir şey biliyor. | Open Subtitles | لأنني أعتقد أنه يعرف شيء لا تعرفيه |
| Vivian, hâlâ bilmediğin ve konuşmamız gereken çok şey var. | Open Subtitles | فيفيان" لازال هناك الكثير لا تعرفيه" وتحتاجين أن تعرفيه |
| Akıntı belki senin bilmediğin bir şeyler biliyordur. | Open Subtitles | أجل مجرى الحياة قد يعرف شيئاَ لا تعرفيه |
| Kocam ve ben bilmediğiniz çok şey olduğunu düşünmüyorum. | Open Subtitles | ولا أعتقد أن هناك شيئاً يخصني أنا وزوجي لا تعرفيه |
| Hayır, anne, bilmediğiniz birşey. | Open Subtitles | لا أمي,ما لا تعرفيه,وما لا يعرفه الجميع |
| Onu tanımıyorsun bile. | Open Subtitles | أنتِ لا تعرفيه. |
| Onu tanımıyorsun bile. | Open Subtitles | انت حتى لا تعرفيه |