Pek telefonlara cevap vermiyorum. | Open Subtitles | حسنا ، أنا لا في كثير من الأحيان الرد على الهاتف. |
Bu aralar Niles'ı Pek görmüyorum. | Open Subtitles | لا. في الحقيقة، أنا ما كُنْتُ رُؤية مُعظم النيل مؤخراً. |
Ama demek istediğimi anlıyorsan eğer, bazen Pek de havanda olmazsın. | Open Subtitles | و، مهلا، في بعض الأحيان، أنت فقط لا في المزاج، إذا كنت تعرف ما أعنيه. |
Pek sayılmaz. Bir yerde hiç yeterince uzun süre kalmadım. | Open Subtitles | لا في الحقيقة ، فلم أبقى في مكان واحد بما يكفي |
Bakıyorum Pek ukalayız. | Open Subtitles | المتغطرس كثير ؟ لا في الحقيقه لم نتحدث عنك |
Pek değil. Yönetmeye çalışmıyorum... | Open Subtitles | لا , لا , في الحقيقه انا احاول ان لا اتحكم به |
Pek sayılmaz. Hepimiz 2001'de düşman bölge eğitimi aldık. | Open Subtitles | لا في الحقيقة، قمنا بتمارين المنطقة العدائية بعام 2001 |
Hayır, aslında, birbirimizden Pek fazla şey görmüyoruz. | Open Subtitles | لا في الواقع، فأننا لا نرى بعضنا الآخر كثيرًا. |
Pek değil. Benim dışımdaki bütün erkeklerle yatmıştı. | Open Subtitles | لا في الواقع لقد ضاجعت كل الفتية عداي |
Pek değil. Benim dışımdaki bütün erkeklerle yatmıştı. | Open Subtitles | لا في الواقع لقد ضاجعت كل الفتية عداي |
Pek sayılmaz, ama yanlış da değil. | Open Subtitles | لا في الواقع ولكنه ليس خطأً أيضاً |
-Hayır, Pek aynı şey sayılmaz. -Kahretsin. | Open Subtitles | لا في الحقيقه ليسوا بنفس الشي اللعنه؟ |
Hayır, doğruyu söylemem gerekirse bu aralar Pek umursayacağını sanmam. | Open Subtitles | لا, في الحقيقة, هي لن تهتم الان |
Pek değil. | Open Subtitles | لا في الواقع , انظري , انتشتاين يخبرنا |
Pek değil. Bu sabah biraz konuştuk. | Open Subtitles | لا في الحقيقة قليلا هذا الصباح |
-Hayır. -Hayır Pek sayılmaz. | Open Subtitles | لا في الحقيقة لا |
Hayır, Pek değil. | Open Subtitles | لا في الحقيقه لم يسبق لنا ذلك |
Hayır, Pek değil. | Open Subtitles | .لا في الحقيقة لا |
Aslında Pek memnun olmadı. | Open Subtitles | لا في الواقع لم تسعد هكذا |
Hayır, Pek sayılmaz. | Open Subtitles | لا , لا في الحقيقة |