Japonya'dan acil bir düşmanca saldırı beklemiyoruz ancak bu bilginin de farkındasınız dolayısıyla gerekli tedbir kriterlerini harekete geçirebilirsiniz." | Open Subtitles | نحن لا نتوقع عمل عدائى ، عاجل من قِبل اليابان لكننا نؤثث هذه المعلومات لكى نأخذ الإجراءات الإحتياطية الملائمة |
Yani orada mağara bulmayı beklemiyoruz. | TED | لذلك فنحن لا نتوقع أبدًا أن نجد كهفًا هناك. |
Çalışanlarımızdan içki çalmalarını beklemiyoruz. | Open Subtitles | و لا زلنا لا نتوقع أن يسرقه العاملين عندنا |
Eğer bebek bakıcılığı işi verirsen, oralarda olmalarını bekleme. | Open Subtitles | إذا كنت تعطيه فرصة عمل روضة أطفال ، لا نتوقع منه أن تسكع. |
Ama hayatının geri kalanında Karan'ın seninle konuşmasını bekleme. | Open Subtitles | ولكن بعد ذلك لا نتوقع كاران أن أتحدث إليكم. لبقية حياتك |
Sanırım birbirimizden çok fazla şey bekliyoruz. | Open Subtitles | وأفترض أننا لا نتوقع الكثير من بعضها البعض |
Eğer olacaksa, hiç beklemediğimiz bir anda sessizce ve çaktırmadan gelirler ve bizi hiç kolay olmayan bir seçim yapmaya zorlarlar. | Open Subtitles | بل تتسلل الينا في هدوء عندما لا نتوقع حدوثهم وتجبرنا على اتخاذ قرار ليس سهلا |
Pazartesiye kadar döneceğini sanmıyoruz. Bir kaç günlüğüne izin aldı. | Open Subtitles | آسفة، لا نتوقع عودته قبل الإثنين أخذ عطلة لبضعة أيام |
Karşılığında o listedeki hiç birşeyden eksiğini beklemiyoruz. | Open Subtitles | لا نتوقع أقل من كل شيء على تلك القائمة بالمقابل |
Yakınlarda bir çarpma beklemiyoruz. Birkaç yüz bin veya milyon yılda bir çarpışma olabilir. | Open Subtitles | نحن لا نتوقع أن تضربنا هذه الاجسام إلا كل عدة مئات او آلاف من ملايين السنين |
Annelerin bebeklerini terk etmelerini beklemiyoruz. | Open Subtitles | لا نتوقع من الأمّهات أن تهجر أطفالها الرضّع |
Herkesin smokin giymesini beklemiyoruz. | Open Subtitles | لا نتوقع من الجميع أن يرتدوا البذلات الرسمية. |
Sayın başkan. Tavsiyelerimizi hemen kabul etmenizi beklemiyoruz. | Open Subtitles | سيادة الرئيس، لا نتوقع منك أن تقبل كل توصياتنا جميعا مرة واحدة |
Monroe ölürse... mahkemeye çıkmayı bekleme. | Open Subtitles | إذا مونرو يموت، لا نتوقع أن يواجه محاكمة. |
Fiddler's Neck'te telefonunun çekmesi bekleme. | Open Subtitles | لا نتوقع الكثير الخدمة على الرقبة عازف الكمان و. |
Köpek tek bir kemik uğruna sahibini korur benden emeksiz kemik bekleme. | Open Subtitles | حتى كلب يحمي منزل صاحبه عندما عرضت مجرد العظام. لذلك، لا نتوقع اللحوم العظم من لي. |
Pekala, ama büyük bir tepki bekleme. | Open Subtitles | كل الحق، ولكن لا نتوقع رد فعل كبير. |
Birini mi bekliyoruz? | Open Subtitles | نحن لا نتوقع اى احد ؟ |
Birini mi bekliyoruz dedim. | Open Subtitles | لقد قلت نحن لا نتوقع اى احد |
Ve sonra... hiç beklemediğimiz bir zamanda... o an geliverir. | Open Subtitles | ومن ثم عندما لا نتوقع شيئا تأتي اللحظة |
Bir sorun olacağını sanmıyoruz. | Open Subtitles | نحن لا نتوقع أي مشاكل. |