"لا يأخذ" - Traduction Arabe en Turc

    • almaz
        
    • almayacak
        
    • kabul etmez
        
    • yapmaya karar verince
        
    Açık denizlerde, senin gemin saldırdı, ve korkulan korsan Roberts hiç esir almaz. Open Subtitles فى أعالى البحار هوجمت سفينته و القرصان روبرتس الرهيب لا يأخذ سجناء أبدا
    Turghan 22 kavim ile müttefiktir. Savaşırken de kimseyi esir almaz. Open Subtitles تورغان لديه تحالف مع 22 قبيلة اذا حارب لا يأخذ أسرى
    Ona evlilik teklifi ettim. Zaman almaz. Evet ya da hayır. Open Subtitles لا يأخذ هذا وقت إما نعم أو لا، مقطع واحد يا رجل
    Ve aynı zamanda, kimse birşey almayacak. Open Subtitles و في الوقت الحالي لا يأخذ أحد شيئاً لا توجد استثناءات
    Ve aynı zamanda, kimse birşey almayacak. Open Subtitles و في الوقت الحالي لا يأخذ أحد شيئاً لا توجد استثناءات
    Dostum, üzgünüm. Kanlı Pancar Kökü istek kabul etmez. Open Subtitles آسف يا صديقي، ولكن الشمندر الدامي لا يأخذ الطلبات
    Genellikle yeni hasta kabul etmez. Open Subtitles مشهور جدا. هو عادة لا يأخذ مرضى جدّد.
    Harvey, söylemek istediğim şey sadece, Mike bir şeyler yapmaya karar verince en iyi kararı verme eğiliminde olmuyor. Open Subtitles (هارفي), كل ما اقوله انه عندما يعمل (مايك) على شيء هو لا يأخذ احسن القرارات
    Zaman almaz. Evet ya da hayır. Tek hece, adamım. Open Subtitles لا يأخذ هذا وقت إما نعم أو لا، مقطع واحد يا رجل
    General Zod emir almaz. Emirleri o verir. Open Subtitles الجنرال زود لا يأخذ الأوامر من أحد هو يعطيها
    Lakin yönetim kurulu bir kadını ciddiye almaz. Open Subtitles لكنّ المجلس لا يأخذ المرأة على محمل الجدّ.
    Umarım DVD'lerin hepsini almaz. Open Subtitles أتمنى ان لا يأخذ كل أسطوانات الفيديو الرقمية خاصته
    Eh, bu çok da vakit almaz. Open Subtitles آه؟ وهذا يجب أن لا يأخذ وقتاً طويلاً
    General Zod emir almaz. Open Subtitles الجنرال زود لا يأخذ الأوامر من أحد
    Ve aynı zamanda, kimse birşey almayacak. Open Subtitles و في الوقت الحالي لا يأخذ أحد شيئاً لا توجد استثناءات
    İmparator onu durduracak. Hayat suyunu almayacak. Bu yüzden ölmemi istiyorlar. Open Subtitles سيوقفه الامبراطور فهو لا يأخذ الماء
    Bak, bu gibi veya daha kötü raporları her gün alıyoruz ama bununla Kraus'u çiğnediğin için çok kızgın muhtemelen ciddiye bile almayacak ve bu senin suçun. Open Subtitles إسمع نحن نتلقى تقارير مثل هذه هنا أو أسوأ كل يوم لكن "كرواس" الآن مُستاء للغاية لأنك تعديته على الأرجح أنه لا يأخذ الأمر على محمل الجد وهذا بسببك
    Bahşiş kabul etmez. Efendiliğiyle çekilir nazı. Open Subtitles لا يأخذ بقشيش ولا يشكو أبدا
    Harvey, söylemek istediğim şey sadece, Mike bir şeyler yapmaya karar verince en iyi kararı verme eğiliminde olmuyor. Open Subtitles (هارفي), كل ما اقوله انه عندما يعمل (مايك) على شيء هو لا يأخذ احسن القرارات

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus