Moore yasalarına göre bilgisayarların gittikçe daha da hızlı çalışacak olması bir sır değil. | TED | حسنا ، لا يخفى على أحد أن الحواسيب، حسب قانون مور، هي الأسرع تطورا. |
Benim bunun korkunç bir fikir olduğunu Düşündüğüm bir sır değil... | Open Subtitles | لا يخفى على أحد أنني كنت أقول أن هذه فكرة سيئة... |
Evlat, bu bir sır değil, biz birbirimizin arkadaşlığından hiç zevk almadık. | Open Subtitles | ولدي، لا يخفى عليك أننا لم نحب صحبة أحدنا الآخر قط. |
Yemeği sevdiğimiz bir sır değil ama Sucrocorp bunu sağlıklı şekilde yapmanızı sağlıyor. | Open Subtitles | حسناً، لا يخفى عليكِ أننا جميعاً نحب أن نأكل لكن الآن "سوكر كورب" ستركز على تحسين جودة الطعام |
- Ama geçen yılda sorunlar yaşadığınız sır değil ki. | Open Subtitles | كوني أترافع في محكمته يرجح العكس- ولكن لا يخفى علينا أنك- واجهت بعض المتاعب في العام الماضي |
Dietz'in, Tessee olarak Right Nut operasyonu için kışkırttığı bir sır değil. | Open Subtitles | ،(لا يخفى أن (ديتز) كـ(تيسي (قد أعلن اعتراضه عن (مهمة المهووس اليمينية |
Dennington'a gelmeden önce tutuklandığım sır değil. | Open Subtitles | لا يخفى على أحد تعرضي للاعتقال قبل مجيئي إلى "دنينغتون". |
Elliot'ın çevresinin geniş olduğu bir sır değil belki de kendisini mahvetmesin diye Shana'yı susturmaya karar verdi. | Open Subtitles | انظري، هذا... لا يخفى ،أن (إيليوت) كان معداً لتنظيف أشياء أكبر |