Diğer insanların göremediği detayları görebiliyordum. | Open Subtitles | أستطيع رؤيه تفاصيل لا يراها الناس الطبيعيون |
O bazı şeyleri diğer insanların göremediği şekilde görebilir. | Open Subtitles | أعني انها ترى أشياء لا يراها الاخرون. |
Diğer insanların göremediği şeyleri görebiliyorum. | Open Subtitles | أستطيع أن أرى أشياءا لا يراها الآخرون |
Ve son olarak, görünmez olabiliyor olmalı, ki uçaktaki hiçkimse onu bunları yaparken görmesin. | Open Subtitles | و أخيراً لابد أنها قادرة على الإختفاء حتى لا يراها أحد على الطائرة و هي تفعل ذلك |
İnsanın bilmemesi ya da görmemesi gereken birçok şey var. | Open Subtitles | هناك الكثير من الاشياء على الإنسان أن لا يراها أو يعلمها |
Perdenin arkasındaki konular insanların görmediği gerçek sorunlar. | Open Subtitles | إن المسائل الخفيّة, التى لا يراها الناس هى المشاكل الحقيقية |
Şey, Bu büyüklük başkalarının göremeyeceği bir şey, ama var. | Open Subtitles | بالواقع، هي عظمة لا يراها الآخرون، ولكنها موجودة |
Böylece diğer insanların göremediği şeyleri görebiliyordu. | Open Subtitles | لذا تشاهد أشياء لا يراها الآخرون |
Diğer insanların göremediği şeyler görürüm. | Open Subtitles | إنّي أرى أشياء لا يراها الآخرون، |
Benim işim, diğer insanların göremediği şeyleri görmek. | Open Subtitles | نعم. تعلم، إنّه عملي رؤية الأشياء التي لا يراها الآخرين... |
Diğer insanların göremediği şeyleri. Böylece insanları meraklı hale getiriyorum. | Open Subtitles | اشياء لا يراها الآخرون |
Bu bir hediye, Sonny. Diğer insanların göremediği şeyleri görüyorsun. | Open Subtitles | إنها موهبة (سوني) أنت ترى أشياء لا يراها الآخرين |
Bazılarıysa Danae'nin babası gibi, kimse görmesin diye, kilitlemişler. | Open Subtitles | لكن أخرون كانوا مثل أباه يخبئونها حتى لا يراها أحداً |
kimse onu terli görmesin diye karanlıkta koşar. | Open Subtitles | فهي تركض في الظلام لكي لا يراها أحد وهي تتعرق. |
Tek yapmamız gereken bizimkilerin görmemesi için arabayı sokağın aşağısına çekmek. | Open Subtitles | كل ما علينا عمله أن نتحقق من أن لا يراها والداي بنقلها أسفل الطريق. |
Oğlumun onları asla görmemesi gerekli. | Open Subtitles | من الواجب أن لا يراها ابني أبدا. |
Bilmem, sadece bazı şeyleri insanların görmediği şekilde görmeye çalışıyorum. | Open Subtitles | لا أعلم، أحاول أن أرى الأشياء التي لا يراها الناس عادتاً. |
Altıncı His'teki çocuk gibi kimsenin görmediği bozuklukları mı görüyorum? | Open Subtitles | هل أنا مثل الولد ذو الحاسة السادسة الذي يرى أشياء لا يراها أحداً آخر؟ |
Başkalarının duyup göremeyeceği şeyleri duyup görebileceğine inanıyor musun? | Open Subtitles | أتظنين أن بإمكانك رؤية أو سماع أمور لا يراها ولا يسمعها غيرك؟ |
- İşte bu yüzden seçmenlerin göremeyeceği buraya gelip içki içiyor. | Open Subtitles | لتناول مشروبها الثقيل حيث لا يراها الناخبون فعليا , اتعرفين ماذا ؟ ربما يجب ان تتركي البار الآن |