TBP: Bundan hoşlanmadım çünkü programı hükümetin yönetmesiyle sonuçlanıyor. | TED | ت.ب.ب: لا يعجبني ذلك لأنه في النهاية ستدير الحكومة البرنامج. |
Bundan hoşlanmadım. Bu yeni görünüşünü sevmedim. | Open Subtitles | لا يعجبني ذلك لا يعجبني هذا المظهر الجديد |
Birlikte değildik. Birlikte uyumadık. Bundan hoşlanmadım. | Open Subtitles | من الواضح أننا لم نفعل نحن لا ننام معا لا , لا يعجبني ذلك جوش دائما يرد على رسائلي |
Geçen gün, size tokat atana öbür yanağınızı çevirin dedin ya o pek Hoşuma gitmedi. | Open Subtitles | البارحه قلت أذا لطمك أحدهم .. سوف تدير له خدك الآخر لا يعجبني ذلك .. |
- Durmalıyız. Bu Hoşuma gitmedi. - Yaklaştık. | Open Subtitles | توقفي , لا يعجبني ذلك لقد اقتربنا , بإمكاني الشعور به |
Doğaçlama yaptın, kalıpların dışına çıktın, Hoşuma gitmedi. | Open Subtitles | أنت ترتجل و تفكر بشكل غير عادي ، لا يعجبني ذلك |
Hayır, onu çalmıyor, sadece kafasını karıştırıyor ve bundan hoşlanmıyorum. | Open Subtitles | تلعب بدماغها وانا لا يعجبني ذلك |
Tamam. Bundan hoşlanmadım, ama tamam. | Open Subtitles | حسناً , لا يعجبني ذلك , ولكنني موافقة |
Bundan hoşlanmadım Sue. | Open Subtitles | لا يعجبني ذلك , سوو |
Bundan hoşlanmadım. | Open Subtitles | لا يعجبني ذلك |
- Hoşuma gitmedi. - Evet, anladım. | Open Subtitles | هذه السفينة كبيرة لا يعجبني ذلك |
- Hoşuma gitmedi. | Open Subtitles | هذه السفينة كبيرة لا يعجبني ذلك |
- Hiç Hoşuma gitmedi ama hakkıyla kazandı. | Open Subtitles | انظر لا يعجبني ذلك لكنك فزت بكل عدل |
Bu durum hiç Hoşuma gitmedi Jerry, hem de hiç. | Open Subtitles | لا يعجبني ذلك البتة |
Demedi deme, Hoşuma gitmedi bu. | Open Subtitles | أخبرك، بأنه لا يعجبني ذلك. |
Affedersin, bundan hoşlanmıyorum. | Open Subtitles | آسف. لا يعجبني ذلك. |