Bilmemelerine rağmen, orada nasıl olduğumuzu bilmiyorlar. | Open Subtitles | لأن ما لا يعرفونه هو كم كنّا هناك حقاً بالرغم من أنّهم لم يعرفوا لكننّا كنا هناك كما تعرف؟ |
Ama geceleri aşağı indiğimi bilmiyorlar. | Open Subtitles | ليتأكدون بأن لا أحد يأتي بالداخل لكن الشئ الذي لا يعرفونه أن في تلك الليلة تسلّقت هناك |
Kim olduğunu bilmiyorlar. CIA onun izini süremez. | Open Subtitles | إنهم لا يعرفونه و "سى أى ايه" لا تستطيع تتبعه |
Bu onu daha da delirtir. Onu tanımıyorlar. | Open Subtitles | كان فقط سيجعله مجنونا إنهم لا يعرفونه . |
Bu onu daha da delirtir. Onu tanımıyorlar. | Open Subtitles | كان فقط سيجعله مجنونا إنهم لا يعرفونه . |
Vadiyi de mağarayı da biliyorum. Onların bilmediği bir kestirme var. | Open Subtitles | أعرف الوادي والكهف وطريقاً مختصراً لا يعرفونه |
bilmedikleri şeyler hakkında gelip konuşan bilim insanlarıyla görüşmek, benim için gerçekten ilginç bir dönemdi. | TED | وقد كان بالنسبة لي وقتا جد ممتع لالتقاء بعلماء آخرين جاءوا وتحدثوا حول ما لا يعرفونه. |
Polislerin Glades'den çekildiklerini bilmiyorlar mı? | Open Subtitles | لا يعرفونه وقد سحبت الشرطة من الفسح؟ |
Sandstorm, binayı kontrol ediyor olabilirler, ama burayı benim kadar iyi bilmiyorlar. | Open Subtitles | عاصفة التُراب) ، لابُد أنهم يُسيطرون على المبنى) لكنهم لا يعرفونه بقدر معرفتنا له |
Hayır, bilmiyorlar. | Open Subtitles | -لا، لا يعرفونه |
Vadiyi de mağarayı da biliyorum. Onların bilmediği bir kestirme var. | Open Subtitles | أعرف الوادي والكهف وطريقاً مختصراً لا يعرفونه |
Onların bilmediği bir şeyler bildiğine inanmak zorundalar. | Open Subtitles | -سيصدقون أنّ يعرف شيئا لا يعرفونه . -حقّا؟ |
bilmedikleri çok şey olduğunu anlayacak bilgiye sahipler. | TED | فهم يعرفون كفاية لكي يدركوا أن هناك الكثير مما لا يعرفونه. |
Hatırlar mısınız bir gün onlara ulaşır umuduyla hiç bilmedikleri bir Tanrının heykelini yapmışlardı? | Open Subtitles | هل تتذكر لقد بنى الإغريق تمثالاً لإله لا يعرفونه آملون يوماً ما أنه سيحضر إليهم |