"لا يقاوم" - Traduction Arabe en Turc

    • karşı konulmaz
        
    • karşı konulamaz
        
    • dayanılmaz
        
    • karşı koyamadığı
        
    Buna karşı konulmaz dürtü diyebiliriz. Savunmanı bu şekilde yapabiliriz. Open Subtitles يطلق عليه دافع لا يقاوم , وهذا هو دفاع قانوني
    Ben, Bud Bundy, kuzenimin evliliğinin bitmesine sebep olan karşı konulmaz kişiyim. Open Subtitles أنا، برعم بندي، وأنا لا يقاوم واحد الذين فضت الزواج ابن عمي.
    Sen de kesinlikle karşı konulamaz birisin. Tanrım hele o dilin yokmu! Open Subtitles أنتِ هو الذي لا يقاوم يا إلهي , هذا اللسان الخاص بك
    İşin ilginç yanı biz insanlar bu acı kimyasal bileşimi karşı konulamaz bir lezzet olarak görüyoruz. Open Subtitles المفاجاه هي اننا بشر يجب أن يجد نفس الكوكتيل الكيميائي المرّ لا يقاوم جدا
    Eskilerde kimin ne düşündüğünü ve kızların dayanılmaz bulduğu şeyleri önemsemezdik. Open Subtitles بذلك الوقت لم نكن نهتم بآراء الآخرين والفتيات وجدوا فينا ذلك لا يقاوم
    Bir erkek için ona aşık bir kadın en karşı koyamadığı şeydir. Open Subtitles لاشيء لا يقاوم بالنسبة للرجل أكثر من امرأة واقعة في حبه.
    Çok güzel görünüyor, karşı konulmaz çekiciliğimi görmezden gelmeye çalış. Open Subtitles محاولة التغاضي عن بلدي تبدو جيدة جدا، سحر لا يقاوم.
    Bu yerler ilkelliğin, tarihin ve klasik olanın bir karışımıdır ve bu bence karşı konulmaz bir şey. Open Subtitles مزيج ما بين البدائية و العراقة شىء لا يقاوم
    Bilmiyorum. Forman karşı konulmaz biri. Open Subtitles انا لا اعلم انا اعني انه فورمان شديد الاغراء لا يقاوم
    Ama hangi formanın içinde olursa olsun Rex her zaman, karşı konulmaz bir coşku ve azimli... Open Subtitles لكن في كل حالاته كان يخلق حماسا لا يقاوم
    Uzun yaz geceleri için karşı konulmaz bir seçenek. Open Subtitles خيار لا يقاوم لسهرات الصيف المتأخرة
    Sence Ferrante'yi karşı konulmaz biri mi? Open Subtitles هل وجدت فيرانتى لا يقاوم
    Bunu söyleyen adam da karşı konulamaz parmağında karısı hariç kim bilir kaç kadını oynattı? Open Subtitles أهذا قول رجل لا يقاوم العبث مع كم من النساء لسن بزوجاتٍ له؟
    Mağazasının karşı konulamaz olduğunu bana kanıtlayacağına emin. Open Subtitles هو مقتنع بأنه يستطيع أن يثبت لي بأن متجره لا يقاوم
    Henüz ne olduğunu anlayamadım ama sende karşı konulamaz bir şeyler var. Open Subtitles لا أعرف ما قصتك لكن هناك شيء أجده لا يقاوم
    Ama babası bakmıyor ve diğerlerine katılma güdüsü karşı konulamaz. Open Subtitles ولكن الأب لا ينظر واغراء الأنضمام للأخرين لا يقاوم
    karşı konulamaz bir cazibesi vardı. Open Subtitles كان يتمتع بسحر أن الناس يقولون إنه لا يقاوم
    Sonraları şöyle yazacaktı. "karşı konulamaz bir düşkünlüğe kapılmıştım." Open Subtitles و كما قال عن نفسه "كان يسيطر علي هوس لا يقاوم"
    Birinci karışım dayanılmaz cazibedeki bir yemdi. Open Subtitles وكانت الأولى ، نوع من الإغراء الذي لا يقاوم
    Sonra dayanılmaz olmaları için karışıma kendi gizli malzememi katıyorum. Open Subtitles و أضفط عنصر سري صنعته إلى خليط الكيك يجلعه لا يقاوم.
    Şüpheli artan riske rağmen kurbanlarına dinlenme tesisi tuvaletlerinde poz verdirerek karşı koyamadığı takıntısı olduğunu gösteriyor. Open Subtitles يستعرض هذا الرجل إكراه لا يقاوم بموضعة ضحاياه في حمامات استراحات الشاحنات على الرغم من تصاعد المخاطر

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus