"لا يمكن أن تنتظر" - Traduction Arabe en Turc

    • sabırsızlanıyorum
        
    • sabırsızlanıyor
        
    • sabırsızlanıyorduk
        
    Şahsen akrabalarımla tanışmak için sabırsızlanıyorum. Open Subtitles أنا لا يمكن أن تنتظر لتلبية أقاربنا، شخصيا.
    Odaya dönmek için sabırsızlanıyorum gerçi. Open Subtitles أنا فقط لا يمكن أن تنتظر للحصول على العودة إلى الغرفة، على الرغم من.
    Gelecek ay buradan gitmek için sabırsızlanıyorum. Open Subtitles الله، وأنا لا يمكن أن تنتظر للحصول وتا هنا الشهر المقبل‎.
    Lincoln'a haklı olduğunu söylemek için sabırsızlanıyorum. Open Subtitles أنا لا يمكن أن تنتظر أن أقول لينكولن كان على حق،
    Annem de seni görmek için sabırsızlanıyor kız. Open Subtitles أنت تعرف أمي لا يمكن أن تنتظر لرؤيتك مرة أخرى, فتاة.
    Aslında evden ayrıldığımız zaman uzaklaşmak için sabırsızlanıyorduk. Open Subtitles والحقيقة هي عندما غادرنا المنزل، ونحن لا يمكن أن تنتظر للحصول على بعيدا.
    Sıradaki için sabırsızlanıyorum. Open Subtitles أنا لا يمكن أن تنتظر لواحد الخاص بك المقبل.
    O kaltağı alaşağı etmek için sabırsızlanıyorum. Open Subtitles أنا لا يمكن أن تنتظر إلى أن الكلبة القمامة.
    Ona karısının geldiğini söylemek için sabırsızlanıyorum. Open Subtitles لا يمكن أن تنتظر أن أقول له زوجته القادمة.
    - Noel Baba'nın gelmesi için sabırsızlanıyorum. Open Subtitles أنا لا يمكن أن تنتظر أن يأتي سانتا. لا يمكنك؟
    Seninle evlenmek için çok sabırsızlanıyorum. Open Subtitles وأنا لا يمكن أن تنتظر أن تكون متزوجة لك.
    Biliyor musun, bu kaydı Jack'e göstermek için sabırsızlanıyorum. Open Subtitles أنت تعرف، أنا لا يمكن أن تنتظر لإظهار جاك هذه اللقطات.
    Ve ı eve gitmek için sabırsızlanıyorum. Ikiniz de hatırlıyorum. Geceler. Open Subtitles وأنا لا يمكن أن تنتظر إلى العودة إلى ديارهم، ويغيب كل واحد منكما، ليلة سعيدة.
    Bunun olduğunu görmeyi sabırsızlanıyorum. Open Subtitles أنا فقط لا يمكن أن تنتظر أن نرى ذلك يحدث.
    Bu gece giydiğim kıyafetlerle beni görmen için sabırsızlanıyorum. Open Subtitles أنا لا يمكن أن تنتظر للك أن ترى ما ارتديته هذه الليلة.
    Bu adamla evlenmek için sabırsızlanıyorum da. Open Subtitles لا يمكن أن تنتظر إلى أن المتزوجات من هذا الرجل.
    Otantik Fransız mutfağından tatlar görmek için sabırsızlanıyorum. Open Subtitles لا يمكن أن تنتظر لتذوق بعض من المطبخ الفرنسي الخاص أصيلة.
    Onu suratından vurman için sabırsızlanıyorum. Open Subtitles أنا لا يمكن أن تنتظر لك لاطلاق النار عليه في وجهه.
    Anneme ne kadar çok para kazandığımızı anlatmak için sabırsızlanıyorum. Open Subtitles أنا لا يمكن أن تنتظر أن أقول أمي عن حجم الاموال التي قطعناها على أنفسنا.
    Bellamy dışarı çıkmak için sabırsızlanıyor. Open Subtitles بيلامي لا يمكن أن تنتظر للحصول على العودة الى هناك.
    Jay, suların %80'inin vajinal sıvıdan üretildiği konusunda ısrar etse de eğlenmek için sabırsızlanıyorduk ya da burada çalışmak için. Open Subtitles و على الرغم من جاي أصر على أن 80 ٪ من المياه كانت تتألف من السوائل المهبلية ، ما زلنا لا يمكن أن تنتظر لمحاولة الخروج من ركوب الخيل ، أو الأفضل من ذلك، عمل هناك .

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus