Tatlım, burada olmamam gerektiğini biliyorum ancak sana yiyecek bir şeyler getirmeyi düşündüm. | Open Subtitles | حبيبي اعلم بانه لاينبغي علي التواجد هنا لكنني اعتقدت بان اجلب شئ لتأكله |
Size yiyecek bir şeyler hazırlayacağım, Sanırım karnınız açtır. | Open Subtitles | . في هذه الأثناء ، سأعد لك شيئاً لتأكله أتصور أنك جائع |
Çok yorgun görünüyorsun. Sana yiyecek bir şeyler hazırlayayım mı? | Open Subtitles | انك تبدو مرهقا جدا,الا تريد شيئا لتأكله ؟ |
yiyecek bir şeyler ister misin, tost falan? | Open Subtitles | هل تريد شيئا لتأكله ؟ خبز محمص او شيء ما |
Aşağı in bir şeyler ye. | Open Subtitles | إحضر لنفسك شيئاً لتأكله و تحلى بالصمت لماذا عاد للمنزل؟ |
Size yiyecek bir şeyler getirelim mi bayım? | Open Subtitles | وبيت فراو جيردا للدعارة. هل نستطيع أن نقدم لك شيء لتأكله يا سيدي؟ |
yiyecek bir şeyler hazırladım. | Open Subtitles | تبدو شاحباً قليلاً، أحضرت لك شيئاً لتأكله. |
Sakin bir şekilde konuşalım ve sana yiyecek bir şeyler sunalım. | Open Subtitles | وبعدها يمكننا أن نهدأ ونتحدث ونجلي شيئاً لتأكله |
Ona yiyecek bir şeyler ver. Yarın sabah bir çaresine bakarız. | Open Subtitles | أعطها شيئا لتأكله,صباح الغد سأحل المشكلة. |
Sana yiyecek bir şeyler alalım. yiyecek bir şeyler ister misin? | Open Subtitles | لنحضر لك شيئاً لتأكله أتريد أن تأكل شيئاً؟ |
Biliyorum. Daha sonra sana yiyecek bir şeyler alırız. Tamam mı, tatlım? | Open Subtitles | أعرف ذلك ، سوف نحضر لك شيئاً لتأكله فيما بعد اتفقنا ، يا حبيبي؟ |
Çok iyi değil ama en azından orada yiyecek bir şeylerin olur. | Open Subtitles | يبكون ذلك في الليل, لكن الآن سنتوقف لتناول شيء لتأكله. |
Eğer yatacak bir yerin yoksa git caddenin karşısındaki saunada yat. yiyecek bir şeyler al! Al şunu. | Open Subtitles | إذا لم يكن لديك مكان في لتبيت به إذهب إلى حمام الساونا في نهاية الشارع و إشتري أي شيء لتأكله |
Yani kafasını toplaması ve yiyecek bir şeyler alması için ona biraz zaman tanıyabilir misin? | Open Subtitles | لذا ربما تدعها للحظات لتجمّع أفكارها معاً وتذهب لتجد لك شيء لتأكله |
Bunun karşılığında seni yanımıza alıp, yiyecek bir şeyler veririz. | Open Subtitles | بالمقابل، سنأخذك معنا ونُعطيك شيء لتأكله. |
Arkadaşımız yakında buraya gelir. Ondan sonra sana yiyecek bir şeyler hazırlarım. | Open Subtitles | صديقنا سيكون هُنا عمّا قريبٍ، ثمّ سأجد لكَ شيئًا لتأكله. |
Kız kardeşin hastanede, ona yiyecek bir şeyler almalıyız. | Open Subtitles | أختك في المشفى، ويجب أن نشتري لها شيئاً لتأكله |
Peki denizde bir gemide mahsur kalsaydık yiyecek olmasaydı ve ben lezzetli bir meyve olsaydım? | Open Subtitles | ومـاذا إن كنا نقف في سفينة واحدة في البحر ولم تجد شيئـا لتأكله وكنت أنا قطعة فاكهة لذيذة؟ |
yiyecek bir şey ister misin ya da uçmayı öğrenmek? | Open Subtitles | هل تريد شيئا لتأكله ؟ هل تود ان تتعلم الطيران ؟ |
Baksana, sen de ya git uyu dinlen ya da ramen falan ye. | Open Subtitles | عليك أنْ تأخذ قسط من الراحة أو شيئاً ما لتأكله |
Tamam, yemen için bir şeyler getirdim. | Open Subtitles | حسناً، لقد إشتريت لك شيئاً لتأكله |
Ta ki birşeyler yemeye giderken yer döşemesini kırarsın. | Open Subtitles | حتى تذهب لتحصل على شيئا ً لتأكله ومن ثم تسقط بك الأرضية التى تقف عليها |