Nolan ve Irisa'ya daha fazla test yapmak için şehre götürdü. | Open Subtitles | لقد اخذت ايرسا و نولان الى المدينه لتجري المزيد من الاختبارات |
Peki size, uzaktan cerrahi için milyon dolarlık bir robota gerek olmadığını söylesem? | TED | وماذا لو أخبرتك بأنك لست بحاجة لهذا الإنسان الآلي ذو المليون دولار لتجري جراحة عن بعد؟ |
Yabancı biriyle sohbet etmek için üç buçuk saat çok fazla gibi geliyor bana. | Open Subtitles | يَبْدو ان ثلاثة و نصف ساعات وقت طويل جدا لتجري محادثة مع شخص غريب |
İstediğinde sizi iğne deliğinde bulabilecek biri kaçmanız için neden size para veriyor olsun ki? | Open Subtitles | اذ انك كنت تعرف ان سوزي سيجدك علي اية حال لماذا أذن أعطاك الاموال لتجري بها ؟ |
Oyun, Ajan Scully'nin inceleme yapmak için hayatta olmayacağı düşünülerek planlanmıştı. | Open Subtitles | توقيت الخدعة كان مخططاً بحيث أن العميلة سكالي.. لن تكون حية لتجري الفحص. |
Tamam, uydu taraması için adresi iletiyorum. | Open Subtitles | حسناً، سأعطيك العنوان لتجري مسحاً بالقمر الصناعي |
Fiziksel kontrol için ofisime gelmiş olsaydın fiziksel olarak yara almış olmayabilirdin. | Open Subtitles | لو كنت قد أتيت إلى مكتبي لتجري الفحص الجسدي لما كنت ستتأذى جسدياً هكذا د. |
Şimdi içeride emir subayın olmak için mülakata girecek biri var. | Open Subtitles | الآن , هنالك رجلٍ هنا لتجري معه مقابلة كمعاونك |
Şimdi, dışarıda yardımcılığın için görüşmeye gelen biri var. | Open Subtitles | الآن , هنالك رجلٍ هنا لتجري معه مقابلة كمعاونك |
Daha ayrıntılı bir ultrason için bir perinatal uzmanına gözükmeni istiyorum. | Open Subtitles | أريدكِ أن تقابلي أخصائي ما قبل التوليد لتجري صورة فوق صوتية عالية الدقة |
Tüp atmak için ölüyordun. Bu senin fırsatın. | Open Subtitles | ،كدت ان تموت لتجري عملية الشق هاهي فرصتك |
Şeytan çıkartmak için buradasınız, değil mi? | Open Subtitles | أنت هنا لتجري طقوس استخراج الأرواح، صحيح؟ |
İhtiyacın olamayan bir estetik ameliyat yaptırmak için habersiz çıkageliyorsun. | Open Subtitles | أنتِ جئتِ إلى هُنا بدون تحذير لتجري جراحة تجميلية لا تحتاجينها. |
İnat ettik..Paradigmamızı yeniden tanımladık ve birkaç aylık çalışmadan sonra felçli sıçan ayakta durabiliyordu, ve ne zaman istese, bütün ağırlığını taşıyabilen bir hareket başlattı ödüllere doğru koşmak için. | TED | أصرّينا. قمنا بصقل نموذجنا وبعد عدة أشهر من التدريب الفأرة التي كانت مشلولة, استطاعت الوقوف ومتى ما قررت, أمكنها البدء بالتحرك حاملة بثقل جسدها لتجري باتجاه المكافأة. |
Anlaşma için bir gün veriyorum. | Open Subtitles | سأعطيك يوماً واحداً لتجري اتفاقاً. |
Çoluk çocukla sohbet etmek için Rosewood'un ikoncanı olmadın sen. | Open Subtitles | ينبغي أن تكون كذلك أنت لم تتعبي نفسك لتصبحي الفتاة الرائعة في "روزود" لتجري أحاديث مع هذا |
Sonunda onu, Huntington için DNA testi yaptırmaya ikna ettim. | Open Subtitles | ... وأخيراً أقنعتها لتجري فحص لجينات مرض هنتنغتون |
"Şehir Halk Kütüphanesindeki saygın bir pozisyonun mülakatına girmek için seçildin." | Open Subtitles | "لقَد تم اختيارك لتجري مقابَـلة عَمل لمَنصب ذو هيبــةٍ في مكتبـة العاصِمة العامة" |
Bir şeyi kontrol etmek için köprüye gitti. | Open Subtitles | {\fnArabic Typesetting}.قصدتِ القمرة لتجري فحصًا |
Eğer sen istemezsen Katie'ye çıkmak için sol taşağını verecek on yazar var. | Open Subtitles | إن كنت لا تريد فعل هذا، فلدي 10 كتّاب يقدمون كل شيء لتجري معهم "كايتي" مقابلة. |