"لتسأل" - Traduction Arabe en Turc

    • sor
        
    • soracak
        
    • sormaya
        
    • sormak
        
    • sorar
        
    • sordu
        
    • sorma
        
    • sorman
        
    • sormazdın
        
    • soruyorsun
        
    Bu yüzden kendine neyden korktuğunu sor. Open Subtitles لذلك أنت بحاجةٍ لتسأل نفسك من ماذا أنت خائفٌ في الواقع؟
    Atına bin, git yukarı ve Luis Chama'ya beni duyup duymadığını sor. Open Subtitles ,إمتطِ حصانك إذاً وأصعد الجبل لتسأل (لويس شاما) إن كان قد سمعني
    Kuzeyli olsaydım, kim olduğumu soracak vaktin olmazdı. Open Subtitles لو كنت أنا من اليانكي لم يكن لديك وقت لتسأل
    Belki kendine farklı bi soru sormaya başlamalısın Open Subtitles ربما أنتَ بحاجة لتسأل نفسك سؤالاً مختلفاً
    Troezen Ormanı'ndan geçerek tüm yolu sorunu sormak için geldin. Open Subtitles أتيت كل هذه المسافة من غابة التروزين لتسأل هذا السؤال
    Beyaz olsaydım da aynı soruyu sorar mıydın? Open Subtitles أكنتَ لتسأل نفس السؤال لو كنتُ بيضاء؟
    Tamam. Belki fazla ileri gittim. Sonra onun fiyatını sordu. Open Subtitles حسناً ، ربما بالغت بعض الشيء بعدها ذهبت لتسأل ذلك الروماني
    Şimdi, annemin bana her sabah sorduğu sinir bozucu soruyu sorma zamanı. Open Subtitles حان دور الوالدة لتسأل السؤال البريء الذي تسأله كل صباح
    Yapacak çok işin ve kendine sorman gereken bir sürü soru var. Open Subtitles لديك الكثير من العمل لتنجزه و لديك الكثير من الأسئلة لتسأل نفسك
    Sen kendini benim yerime koymaya çalış, beni sevsen sormazdın. Open Subtitles ضع نفسك أنت مكاني ما كنتَ لتسأل لو لي معزة عندك
    ama eğer ortalama bir insana sor, ölüm kapılarını çaldığında.. Open Subtitles ربما أنا كذلك ولكن لتسأل عامة الناس ..
    Kendine sor. O, gerçekten bunu yapacak kapasitede birisi mi? Open Subtitles لتسأل نفسك أهو قادر فعلاً على فعل هذا؟
    Kendine bir sor bakalım, sence Hakim, Jassim'i ne kadar çok istiyor? Open Subtitles تحتاج لتسأل نفسك عن مدى رغبة "حكيم" بخروج "جاسم" من (بيل مارش)
    Avukat bey, soracak daha geçerli sorularınız yoksa tanığı yerine alıyoruz. Open Subtitles أيها المستشار, إلا اذا كنت تملك شيئاً ذات صلة أكثر لتسأل عنه، فإن الشاهد سيتنحى.
    Sen de herkese ne olduğunu soracak kadar aptaldın. Open Subtitles وكنت غبياً بما يكفي لتسأل الجميع ماذا حدث
    Bunu soracak cesaretin olduğuna göre eminim yakında öğrenirsin. Open Subtitles إذا كانت لديك الجرآة لتسأل ذلك أنت متأكد أنك سوف تكتشف ذلك عما قريب
    Çünkü buraya ne sormaya geldiğini çözdüm galiba. Open Subtitles بسبب إن أعتقد أنني توصلت إلى الشيء الذي أحضرك إلى هنا لتسأل عنه.
    Tam bana teklif ederken polisler inşaat alanında buldukları cesetle ilgili soru sormaya geldiler. Open Subtitles خلال عرضه للزواج أتت الشرطة لتسأل عن جثة ما وجدوها في موقع بناء
    Nerede o? Seni embesil. - Cevap vermek için burdasın, soru sormak için değil. Open Subtitles أصمتأيهاالكافر، أنت هنا لتجيب وليس لتسأل
    Bana sormak için o kadar gurur yapmasaydı ona para verirdim. Open Subtitles المال الذي كنت قد أعطيها إيّاه لو أنها لم تكن فخور جداً لتسأل عنه
    - Bir erkeğe aynı soruyu sorar mıydın? Open Subtitles هل كنت لتسأل فتى نفس السؤال ؟
    Her neyse, ona güzellik salonunda rastladım ve cesaret edip Çocuk Balosu'na yardım edip edemeyeceğini sordu. Open Subtitles على أي حال, لقد التقيت بها في صالون التجميل، وكانت لديها الجرأة لتسأل لو أن بإمكانها المساعدة في الحفل الخيري للأطفال.
    Hastanedeki hemşire ne olduğunu sorma ihtiyacı hissetmedi. Open Subtitles الممرضة في المستشفى لم تحتاج لتسأل كيف حصل
    - Pek sanmıyorum ama sorman yeter. Open Subtitles لا أظن هذا، ولكني أظنك لطيف لتسأل
    Beni biraz sevsen bunu sormazdın. Open Subtitles ما كنتَ لتسأل لو لي معزة عندك
    Şimdi ofisten arayıp bu bölümde neler olduğunu soruyorsun. Open Subtitles الان انت تصل من المكتب لتسأل ما الذي يحدث؟

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus