Sen hayatta kalmak için öldürmüyorsun. Sen hayatta kaldığını hissetmek için öldürüyorsun. | Open Subtitles | أنت لا تقتل من أجل أن تعيش أنت تقتل لتشعر أنك حيّ |
Burada, bir şeyin eksikliğini hissetmek için hiçbir sebep yok. | TED | هنا ليس هناك داعٍ لتشعر أنك تفتقد أي شيء. |
Daha iyi hissetmen için... istediğin kadar vaktin olacak | Open Subtitles | و خذ الوقت الذي تحتاجه لتشعر بشعور أفضل مره اخرى |
Onun gibi birisi için suçlu hissetmeye zamanın varsa git şu anki olaylardan herhangi birini çözümle. | Open Subtitles | ان كان لديك وقت لتشعر فيه بالذنب على شخص كهذا اذهب افضل وحل واحدة اخرى من القضايا الحاليه |
Aile ve arkadaşların iyi hissetmesi için düzenlenmiş bir gösteri bu ama ben pek iyi hissetmiyorum. | Open Subtitles | انها احد العروض الكبير للأسرة والأصدقاء لتشعر بالرضا بخصوصه ولكن، أمم أنا لا أشعر أنني بحالة جيدة جدا |
Ve umarım ki bir gün birine karşı aynı sevgiyi hissetme şansını yakalarsın. | Open Subtitles | وأتمنى أن تحصل على الفرصه لتشعر بمثل هذا الحب لأحدهم يوماً ما . |
Kendini büyük hissetmeni sağlıyor değil mi? | Open Subtitles | لتشعر وكأنك رجلاً ناضجاً. هل تشعر بأنك رجل ناضج؟ |
Bu konuyu bugün açtığın için kendini aptal gibi hissedeceksin. | Open Subtitles | حضر نفسك لتشعر أنك مغفل حقيقي بتحدثك عن هذا اليوم. |
Kendisindeyken veya değilken kendisini yaşıyor hissetmesinin tek yolunun adalet için savaşması olduğuna karar vermedi mi? | Open Subtitles | هل قررت أم لا أن الوسيلة الوحيدة لتشعر بالحيوية هي محاربتها لتحقيق العدالة؟ |
- hissetmek için daha çok zamanım var. | Open Subtitles | نعم اعتقد انني حصلت على الكثير مزيد من الوقت لتشعر به نعم نعم |
Kendini erkek gibi hissetmek için illa bir kadını dövmen gerekiyorsa, beni dövmeyi dene. | Open Subtitles | اذا كنت ستضرب إمرأة لتشعر بالرجولة، جربني |
Seni tutmak, seni tekrar kollarımda hissetmek için çok uzun süre bekledim. | Open Subtitles | كيف لقد يتوق لعقد لكم، لتشعر بأنك في ذراعي مرة أخرى. |
Kurbanı hissetmek için onlar gibi olmalısın. | Open Subtitles | حرر من قبل ديمتري كايسيلف لتشعر بالضحية يجب عليك أن تصبح مثلهم |
Sanırım parmaklarını taç yaprağının içine sokarak ısıyı hissetmen gerekiyor. | Open Subtitles | اعتقد أنه من المفترض عليك وضع اصابعك داخل التفاف البتلة لتشعر بالحرارة. |
Kefalet olayında iyi hissetmen için bir sebebe ihtiyacın var, o kadar. | Open Subtitles | الأمر يتعلق أنك تحتاج سبباَ لتشعر بالارتياح من السقوط |
Bu sana, yeni müsabaka bahşederek iyi hissetmen için verdiğim bir şanstı. | Open Subtitles | هنا حيث أمنحك فرصة لتشعر بالراحة بمنحك إعادة مباراة |
İçinizdeki ruhu hissetmeye ve sizi taşımasına hazır olun. | Open Subtitles | اثنان ، كن جاهزاً لتشعر بالروح التي تحملها بداخلك للمواصلة |
Çiftlikte çok korkuyordum. Korkudan başka bir şey hissetmeye zaman yoktu. | Open Subtitles | هناك في المزرعة، كنت خائفة جدًا لم يكن هناك وقت لتشعر بأي شيء آخر |
Bunu hissetmesi gerek. | Open Subtitles | لديها فقط لتشعر به. |
Senin gibi formunda bir adamın etkiyi tamamen hissetmesi için en az beşinci seviyede çalışması lazım. | Open Subtitles | هل تعرف، شخصاً لياقياً مثلك، يجب أن ترتفع على الأقل إلى المستوى الخامس you need to get up to at least level five لتشعر بالتأثير الكامل |
Seninle seksi hissetme ihtiyacınla, arzulanmakla falan ilgiliymiş. | Open Subtitles | إنها تتعلق بك, وبما تريده لتشعر بالإثارة أو مهما يكن. المهم أن تكون مرغوبًا. |
Daha iyi hissetmeni sağlayacaksa, o bir suçluydu devam eden bir suç girişimine bulaşmış. | Open Subtitles | سأقول هذا لتشعر افضل، لقد كان مجرماً ومشتركاً في نشاط اجرامي |
Şimdi bende aynı şeyi kabul edeceğim basınç miktraı değişecek , mükemmel hissedeceksin ve dayanacaksın | Open Subtitles | الآن، لو قمت بنفس الدفعه ولكن ابطأ لديك الوقت لتشعر به وتتجاوب معه. |
Kendini evinde güvende hissetmesinin tek nedeni bu olabilir. | Open Subtitles | هذا السبب الوحيد لتشعر بالأمان الجلوس في المنزل وحسب - شرطة هاواي |
Bunu nasıl biliyorsun? Çünkü eğer olmasaydı bu şekilde hissetmezdin. | Open Subtitles | لأنّكَ ما كنتَ لتشعر هكذا لو لم تكن تملكُ روحاً. |
Özümün eksik olduğunu düşündüm; ve başkalarınınkini hissedebilmem, kendimde hissedecek bir şey olmadığı anlamına geliyordu. | TED | خيل لي أني أفقد الجوهر أو الفحوى، وحقيقة أني أستطيع أن أشعر بالآخرين عنت أني لا أملك شيئا لذاتي لتشعر به. |