"لتصل إلى" - Traduction Arabe en Turc

    • ulaşmak
        
    • varmak
        
    Ama 500 milyon çocuğa birçok defa ulaşıyorsanız -- bir çocuğa ulaşmak 20, 30 sent -- bu pek fazla bir para değil. TED و لكن عندما تصل إلى 500 مليون طفل ، عدة مرات 20 ، 30 سنتا لتصل إلى طفل فإنه ليس بالمبلغ الكبير جدا.
    Daha çok toplulukta, dünyanın daha çok yerinde daha çok gence ulaşmak istiyoruz. TED لتصل إلى المزيد من الشباب والمزيد من المجتمعات، والمزيد من الأماكن حول العالم
    Sen yokluktan geldin ve bulunduğun konuma ulaşmak için çok çabaladın. Open Subtitles لم يكن لديك شيئا وعملت جاهدا لتصل إلى ما وصلت إليه
    Son ana ulaşmak için, orgazma, Open Subtitles لتصل إلى تلك اللحظة الأخيرة، تلك الذروة،
    Yaşlı adam kaleye varmak için nehrin solu demişti. Open Subtitles لقد قال الرجل العجوز أن تتجه يسارا بعد الجدول المائي لتصل إلى القلعة
    Şayet yüreğin nereye ait olduğunu biliyorsa oraya varmak için tüm dünyayı karşına alırsın. Open Subtitles إن كان قلبك يعلم إلى أين ينتمي سوف تتقاتل مع العالم كله لتصل إلى هناك.
    Ve Muhafızlara ulaşmak için uçacak çok uzun bir yolunuz var. Open Subtitles وأنت بحاجة لقطع مسافة طويلة لتصل إلى الحراس
    Seni makineye ulaşmak için kullandığı gerçeği ne olacak? Open Subtitles ماذا عن حقيقة كونها تستغلك لتصل إلى الجهاز
    Şuradaki çantada da yeni kıyafetler var. Yakalanmadan DC'ye ulaşmak için gereken her şey burada. Open Subtitles في تلك الحقيبة ملابس، وكل ما تحتاجه لتصل إلى العاصمة دون أن تُكشف
    Kapılar açıldığında çıkış noktasına ulaşmak için üç dakikan var. Open Subtitles عندما يفتح الباب ستكون لديك ثلاث دقائق لتصل إلى نقطة الخروج
    Omurgasına ulaşmak için güverteyi delmen lazım. Open Subtitles لذا عليك عبور سطح المركب لتصل إلى العارضة
    Hayır, kıç tarafa ulaşmak için gövdeyi delmen lazım. Open Subtitles لا، يجب أن تعبر الحاجز لتصل إلى نهاية السفينة
    Kullanma suyunun, elektriğin olmadığı ve köye ulaşmak için iki saat yürümek veya benim yaptığım gibi bir kamyonette, Atlantik'in dalgalarının dibinde kendinizi riske atmak zorunda olduğunuz bir yer. TED لا يوجد مياه جارية، و لا كهرباء هناك، و لتصل إلى القرية، عليك أن تمشي لساعات أو تجرب حظك بركوب عربة نقل كما فعلت أنا تتجنب أمواج المحيط الأطلنطي.
    Sen yokluktan geldin ve bulunduğun konuma ulaşmak için çok çabaladın. Open Subtitles أتيت من العدم... وعملت بجهد كبير... لتصل إلى حيث أنت
    Litre başı 4.8 gram koyuyoruz fakat hedefe ulaşmak için aşırı kaynatırsak taneni süzmüş oluruz. Open Subtitles لا تريد أكثر من 4800 ملغم لـ اللتر الواحد.. ولكن إذا أُفرطت بالغليان لتصل إلى هذا وتقوم بتصفية مادة "التانين"
    Sanki kemiğe ulaşmak için kasımda çukur açıyorsun gibi. Open Subtitles كأنّك تحفر بين عضلاتي لتصل إلى العظم
    Hepimiz gibi. Ama zirveye ulaşmak için daha büyük bir amaç uğruna dövüşmelisin. Open Subtitles مثلنا كلنا، ولكن لتصل إلى السماوات..
    Kaley havuza ulaşmak için çitten tırmanmış. Open Subtitles كايلي تسلقت السور لتصل إلى المسبح
    - Unutma meydana varmak 15 dakika sürüyor o yüzden çiş molası istiyorsan... Open Subtitles تحتاج لت15 دقيقة لتصل إلى الساحة، لذا اذا احتجت إلى استراحة للتبول أو...
    Oraya varmak ne kadar sürer? Open Subtitles ما المده التى أسِتغرقتها لتصل إلى هناك؟

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus