Kızgın olduğunu biliyorum. Ama sırf benimle ödeşmek için onun hayatını tehlikeye atma. Gerçekten mi? | Open Subtitles | أعلم أنّكَ غاضب، لكن رجاء لا تجازف بحياتها فقط لتنتقم منّي |
Erkek hayallerini yıktığım için özür dilerim ama Heather seni sadece benimle ödeşmek için kullandı. | Open Subtitles | حسنا , اسفة لتفجير فقاعت رجولتك لكن (هيثر) استخدمتك لتنتقم مني |
Benden intikam almak için basit şiddete başvuracağını hiç sanmazdım. | Open Subtitles | أكره التفكير أن مستواك تدنى لدرجة قيامك بقطع الطرق لتنتقم مني يابني |
İstediğin parayı vermedim diye benden intikam almak için yaptın! | Open Subtitles | لقد فعلتَ هذا لتنتقم مني لأنّي لم أعطِك المال الذي طلبته |
Belki de ölmedi ve öcünü almak için geri geldi. | Open Subtitles | ربما هى لم تمت ، ربما عادت لتنتقم لنفسها |
Sizce yüzyıllar öncesinden bir hayalet intikam için geri mi geldi? | Open Subtitles | أتعتقدان حقاً أن روحاً عمرها قرن عادت لتنتقم ؟ |
Artık onun olmadığı için kıskanıyor. Kardeşimi tutuklamak da onun intikamı. | Open Subtitles | إنها تشعر بالغيرة لأنك لم تعد لها وقبضت على أخي لتنتقم |
Öldürülen senin babandı, ve sen Onun ölümünün intikamını almak için hiç birşey yapmıyorsun. | Open Subtitles | أنه كان والدك الذى تم قتله ولم تفعل أى شئ لتنتقم لقتله |
- ödeşmek için. | Open Subtitles | لتنتقم |
Davamdan ve laboratuvarımdan ödün verdiniz benden intikam almak için mi? | Open Subtitles | أنت فضحت مختبري و قضاياي فقط لتنتقم منّي |
Benden intikam almak için seninle bir şeyler yapmaya çalışıyor. | Open Subtitles | أظنها تحاول فعل شيء لتنتقم مني |
Ona çok yüklendiğin için, senden intikam almak için. | Open Subtitles | انها تفعل هذا لتنتقم منك لأنك قاس عليها |
O zencinin öcünü almak için mi geldin buraya, dedektif Ludlow? | Open Subtitles | أنت لهنا لتنتقم لذلك الزنجي , أيها المحقق " لدلو " ؟ |
Seni ve bu orduyu sadece gerçek aşkı James'in öcünü almak için yarattı. | Open Subtitles | صنعتك أنتَ وهذا الجيش لتنتقم لخليلها الحقيقي ، (جيمس). |
Yani intikam için geri döndün. | Open Subtitles | إذاً ، أنت عدت لتنتقم |
Artık onun olmadığı için kıskanıyor. Kardeşimi tutuklamak da onun intikamı. | Open Subtitles | إنها تشعر بالغيرة لأنك لم تعد لها وقبضت على أخي لتنتقم |
Her şeyi onun intikamı için yapmışsın galiba ama zamanında yapmalıydın. | Open Subtitles | يبدو أنك فعلت كل مالديك لتنتقم لها لكن كان عليك فعل هذا قبل أن ينتهي الوقت |
Bir kadın, kocasının ilişkisinin intikamını almak için bebeğini öldürüyor. | Open Subtitles | زوجة تقتل طفلها لتنتقم من زوجها بسبب علاقته الغرامية |
Sistemin başarısız olduğu iki kadının intikamını almak için sana şans verdim ve tıpkı umduğum gibi, sen de bu fırsatı değerlendirdin. | Open Subtitles | لقد أعطيتك فرصة لتنتقم من أمرآتين لم يستطيع النظام أن ينتقم لهم وكما تمنيت ، لقد أستغليت الفرصة |