Bugün onunla konuşuyordum. İki saniye arkamı döndüm ve o gitmişti. | Open Subtitles | معها هذا اليوم ، وأدرت لها ظهري لثانيتين ، وبعدها أختفت |
İki saniye düşünceli olsan ölür müsün? | Open Subtitles | اخبرني انت ستموت لو امكن ان تكُونَ مُراعي لشعور الآخرينَ لثانيتين مِنْ حياتِكِ؟ |
- Tabi. Beyler, iki saniye için şu ot konusunu açmayın. Bu kızın içtiğimi bilmesini istemiyorum. | Open Subtitles | يا رجال، لا تتحدثوا حول الحشيش لثانيتين لا يريد هذه البنت أن تعرف أني أدخن |
İki saniyeliğine garip hissedeceksin, iki gün hıçkırık çekmekten iyidir. | Open Subtitles | سيشعرك هذا بالغرابة لثانيتين لكن هذا أفضل من الفهاق ليومين |
Beyler, sesinizi iki dakikalığına kesin... bu dördüncü hakları. | Open Subtitles | انتم يا شباب من فضلك, اسكت بحق الجحيم لثانيتين لانها الرابعه من فضلك , اسكت فقط |
Şimdi, toplamak gerekirse, 2 saniye için mağaralar hakkında konuşmak istiyorum ve bu mağaralardaki çalışmalarımız sayesinde Dünya dışına doğru doğal olarak genişleyen insanlar hakkında. | TED | والان ، لنختصر كل هذا الحديث ، سأتحدث لثانيتين عن الكهوف والتوسع البشري لخارج نطاق الأرض وكنتيجةٍ طبيعيةٍ لما نقوم به من عمل مع الكهوف. |
Senin eskiyi iki saniye alsam sorun olur mu? | Open Subtitles | هل تمانعين لو إقترضت زوجك السابق لثانيتين ؟ |
- İki saniye yalnız iş yapamadın mı? | Open Subtitles | لا تستطيع ان تعمل بمفردك لثانيتين لقد كنت بالخارج لنصف ساعه |
İki saniye bakıp sonra da buradan gidiyoruz. | Open Subtitles | سنلقي نظرة في الجوار لثانيتين ثم نخرج من هنا |
Geçen dönem bir derste iki saniye falandı... | Open Subtitles | لا أعلم، لقد تكلمنا لثانيتين الفصل الماضي |
İki saniye için kalkanlarımı indirdim, söyledim ve mutluyum. | Open Subtitles | لقد غافلت حارسي, لثانيتين أنا سعيدة الآن |
Sadece iki saniye nefes almak istedim. | Open Subtitles | ساقوم بذلك لوحدي احتاج فقط لثانيتين لأتنفس |
*Gümrükteyim, seninle iki saniye konuşmak istiyorum... | Open Subtitles | أَنا بالجمارك، أردتُ أن أتحدث لثانيتين معكِ. |
Geri döndüğümde, kapıyı iki kez çalarım iki saniye bekleyip sonra tekrar iki kez daha çalarım. | Open Subtitles | عندما أعود، سأطرق مرتين على الباب. ثمّ سأنتظر لثانيتين وبعد ذلك سأطرق ثانيةً مرتين. |
İki kez vuracaksın iki saniye bekleyip, sonra tekrar iki kez vuracaksın. | Open Subtitles | ستطرق مرتين. ستنتظر لثانيتين وبعد ذلك ستطرق ثانيةً مرتين. |
Bana geldi ve iki saniye çantama dokunup pahalı bir şey olduğunu anladı. | Open Subtitles | .. اقتربت مني ،وبعد أن لمست حقيبتي لثانيتين أخبرتني على الفور أنها باهظة الثمن |
Yemin ederim ki, iki saniye arkamı döndüm ve tüpü almış kadının boğazında aşağıya sokuyor. | Open Subtitles | أقسم بالله بأني أدرت ظهري لثانيتين وكان قد أدخل الأنبوبة بداخل فم المرأة |
İki saniye arkamı dönüp, bileti atıyorum... | Open Subtitles | أدرت ظهري لثانيتين لأضع التذكرة كنا سنفوت العبّارة |
İhtiyacı olan tek şeyin iki saniyeliğine ona inanman olduğu fikrine kapılıyorum. | Open Subtitles | حسنٌ ، ما أراه بالأخت التي تحتاجها، هو أنّ تصدقيها لثانيتين. |
İnsanların kırmızı ışıkta beklerken iki saniyeliğine dinleyecekleri bir şey üzerinde aylarca çalışmak çok saçma. | Open Subtitles | و ليس له معنى ان نعمل على شئ لشهور لشخص ما يستمع له لثانيتين في فترة إنتظاره بالسيارة عند الإشارة الحمراء |
Bu dakikadan itibaren iki dakikalığına bile olsa gözümün önünden ayrılmayacaklar. | Open Subtitles | أن لن أدعهم يغيبون عن نظري ولو لثانيتين لا شيء يعيد إلي الماضي |
İki dakika tartışmayıp odaklanabilir miyiz? | Open Subtitles | يُمْكِنُ أَنَّ نَتوقّفُ عن المُجَادَلَة لثانيتين ونركز ؟ |