Ve daha iyi hissetmeni sağlamak için yapabileceğim bir şey olsun isterdim. | Open Subtitles | وأود أن كان هناك شيء يمكنني القيام به لجعلكِ تشعرين بشكل أفضل |
Kızdığı için üzgünmüş ve öyle bittiği için. | Open Subtitles | انه آسف لجعلكِ غاضبةً منه و انتهى الحال بهذا |
Seni yıpratmayı bırakmam için, sen beni yıpratmayı deniyorsun. | Open Subtitles | ثمّ تحاولينَ جعلي بائساً كي أتوقّف عن محاولاتي لجعلكِ بائسة |
Düşünmene sebep olduğum şeyler için üzgünüm. Kimse için senden vazgeçmem. | Open Subtitles | وأنا آسفة لجعلكِ تظنينَ بأني سأختار أي شخصٍ عليكِ |
Bana inanman için daha başka ne yapabilirim bilmiyorum. | Open Subtitles | لا أعلم مالذي يتوجب عليّ فعله أيضاً، لجعلكِ تصدقين ذلك |
Çıkacağınızı bilmiyordum. Sizi yağmurda beklettiğim için üzgünüm. | Open Subtitles | لم أكن أعلم أنكِ ستخرجين آسف لجعلكِ تتنظرين في المطر |
Bu olayı güzel gösterdiğin için teşekkürler, dedektif. | Open Subtitles | شكراً لجعلكِ إياها تبدو جيدة أيتها المحققة |
Bu olayı güzel gösterdiğin için teşekkürler, dedektif. | Open Subtitles | شكراً لجعلكِ إياها تبدو جيدة أيتها المحققة |
Seni bu saatte buralara sürüklediğimiz için üzgünüm. | Open Subtitles | آسفة لجعلكِ تضطرين للمجيء. إلى هنا في هذا الوقت المتأخّر. |
Bu şartlar altında buraya gelmek zorunda kaldığınız için özür dilerim. | Open Subtitles | نأسف لجعلكِ تأتين الى هُنا في هذهِ الظروف |
Sizi beklettiğim için özür dilerim. Ben bilmek istiyorum Lütfen konu hakkında daha fazla. | Open Subtitles | آسف لجعلكِ تنتظرين، لا أطيق الانتظار لمعرفة الكثير عن مؤسستك |
Bir saniyeliğine bile olsa, o olabilirmişsin gibi hissettirdiği için de sokayım ona. | Open Subtitles | وسحقاً له لجعلكِ تشعرين بأنكِ مثله حتى لو كان لثانية |
Tanrım, hayatıma Kimmy'yi soktuğun için sana şükürler olsun. | Open Subtitles | الله شكرا لك , لجعلكِ كيمي موجودة في حياتي |
Ayağa çabucak kalkman için sana bir şeyler verdim. | Open Subtitles | أعطيتكِ شيئاً لجعلكِ تقفين على قدميكِ , بسرعة |
Amerika'daki tüm sigorta şirketleri dışarıda seni sigortalamak için sırada bekliyor. | Open Subtitles | ...كل شركات التأمين في أمريكا الآن بالخارج يلوحون بأقلامهم في محاولة لجعلكِ توقعي عقد لهم |
-Seni böyle bir duruma soktuğum için çok üzgünüm, özellikle Kitty'nin durumu kötüyken. | Open Subtitles | -آسف لجعلكِ تمرّين بهذا خصوصًا عندما مرّت " كيتي " بأسوء أمر على الإطلاق |
Bunları yaşadığın için çok üzgünüm. | Open Subtitles | انا آسفٌ حقاً لجعلكِ تخوضينَ كل هذا |
Seni korkutmak için bir işaretti bu karar verme yetini sınamak için kendi utanç verici gerçeklerinden korkman için bir işaret. | Open Subtitles | "لقد كان مشهداً لجعلكِ تتذللين" "لجعلكِ تشكين في التزامكِ الأخلاقي" "والخوف على حقيقتك المخزية" |
Çünkü hayatta kalman için her şansı kullanman gerek. | Open Subtitles | لأنه يوجد فرصة كبيرة لجعلكِ تبقين حيّة. |
- Seni üzdüğümüz için çok özür dilerim. | Open Subtitles | أنا آسفة جداً لجعلكِ تشعرين بالسوء |