| Bir anlaşmamız var! Tanık koruma programına alındım ben. Bana söz verdin. | Open Subtitles | كان بيننا صفقة لأحصل على برنامج لحماية الشهود ،هذا ما وعدتني به |
| Hatta Tanık koruma Programım için çok daha iyi olur. | Open Subtitles | في الحقيقة ، هذا الأمر سيحسن من أتفاقيتي لحماية الشهود |
| Ailemin sizin Tanık koruma programınıza girmesini garanti eden izin belgesini ve anlaşmayı yazılı olarak almadan söylemeyeceğim. | Open Subtitles | ليس حتى أحصل على اتفاقية,مكتوبة, موقعة من رؤسائك, يضمن أن عائلتى سيسمح لها بالدخول فى برنامجكم لحماية الشهود. |
| Hava Kuvvetleri için çalışıyorsun. Tanık koruma için hakkın yok. | Open Subtitles | أنتم تعملون للقوات الجويه لايوجد لديكم برنامج لحماية الشهود |
| Ön davalar için paramız yok. Tanık koruma programımız yok. | Open Subtitles | ليس لدينا مال لمحاكمة مسبقة ولا برنامج لحماية الشهود |
| Lemansky'nin bunu Tanık koruma programı için ispiyonladığına inandırmalısın onu. | Open Subtitles | سوف تجعله يصدق بأن " لامانسكي " إستسلم لحماية الشهود |
| Adalet Bakanlığı bu tesisi ihbar veren kişileri Tanık koruma programına almak için kullanır. | Open Subtitles | دار العدل تستخدم هذه المباني لنقل المخبرين لحماية الشهود .. هل تتهميني ؟ |
| FBI ve ABD Savcılık Dairesi'nin Tanık koruma programında. | Open Subtitles | مكتب التحقيقات الفيدرالي والمدعي العام لم يفعلا بالتدخل لحماية الشهود |
| Seni Tanık koruma Programına aldırabilirim. | Open Subtitles | يمكنني جعلها قضية جيدة إذا أنت منتمية لحماية الشهود. |
| Söylediklerim için Tanık koruma programını kullanabilirim. | Open Subtitles | سأحصل على برنامج لحماية الشهود هذا ما أخبرتني به |
| Tanık koruma listesinin çalınmasıyla zamanlaması tesadüf olamaz. | Open Subtitles | ومع قائمة لحماية الشهود في العراء، توقيت ليس صدفة. |
| - Tanık koruma programına katılmadan önce Terry Powe Walter Vondas adında birinin tetikçisiydi. | Open Subtitles | إذاَ ؟ وقبل ذهابه لحماية الشهود كان أحد مساعدي " رجل يدعى " وولتر فونديس |
| Hükümetinin, Tanık koruma listesi çalındı. | Open Subtitles | قائمة لحماية الشهود حكومتكم سرق. |
| Şu Barksdale'i Tanık koruma programına alabilirsek bu işin sonuna kadar gideriz. | Open Subtitles | إن ساعدتمونا على وضع الفتى (باركسدايل) في برنامج لحماية الشهود سنحقّق الكثير في هذه القضيّة |
| Buna hazırlıklıyız. - Tanık koruma mı? | Open Subtitles | نحن متحضرون لحماية الشهود ؟ |
| Bazhaev'in ailesi şimdi mahkemeden çıktı. Tanık koruma programına girmeleri gerek. | Open Subtitles | عائلة (بازاييف) غادرت المحكمة للتو سوف يحتاجون لحماية الشهود |
| Bali'de Tanık koruma programı yok. | Open Subtitles | حسناً، أوَتعرف، ليس هناك برنامج لحماية الشهود في (بالي) |
| Kevin ve ailesinin burada güvenliği yok. Tanıklık ederse Tanık koruma programına alınması gerekecek. | Open Subtitles | (كيفين) وعائلته ليسوا بأمان هنا إن أدلى بشهادته، فسيحتاج لحماية الشهود |
| Hayır, sağol. Benim kendi Koruma Programım var. | Open Subtitles | لا شكرا, لدي برنامجي الشخصي لحماية الشهود |