Veya Kongo'da şunu sorduk: Bir eğitim merkezi, tehlikede olan doğal hayatı korumak için kullanılabilir mi? | TED | أو في كونغو، حيث سألنا إن كان وجود مركزاً تعليمياً يمكن أيضاً استخدامه لحمايتهم من الحياة الوحشية معرّضتهم للمخاطر |
Her akşam çobanlar sürülerini vahşi hayvanlara karşı korumak için ağıla koyarlar. | Open Subtitles | كل مساء، يحبس الرعاة قطعانهم لحمايتهم من الحيوانات البرّيّة. |
Ailem, onları korumak için orada olamadığımdan öldü. | Open Subtitles | لا يهم ما أعرفه، فقد ماتت عائلتي لأنني لم أكن هناك لحمايتهم |
Kadın kanunları bir zamanlar bizi buraya getiren iblislerden Onları korumak ve saklamak için yapıldı. | Open Subtitles | القوانين للنساء وضعت لحمايتهم وإخفائهم من الشياطين التي أتت بنا الى هنا؟ |
Ben onları korumaya gelmemiştim. | Open Subtitles | الذين اتو بهم الى هنا , ولم اكن موجود لحمايتهم |
Burada, bir mantar ilacıyla günlük tedavi görüyorlar ama onları koruyacak bir aşı yok ve ormanda hala mantar yaygınken asıl yuvalarına geri dönemezler. | Open Subtitles | هنا تعالج الضفـادع يومياً بمبيد للفطريات لكن بدون لقاح وذلك لحمايتهم ولأن الـفـطر مازال على نطاق واسع فى الغابه |
Kesinlikle. Belkide henüz Onları korumanın bir yolunu bulamamıştır. | Open Subtitles | بالضبط,ربما لم يجد بعد طريقة لحمايتهم |
Kendini öldü gibi gösterip onları korumak için oğlunla kocandan ayrılmak daha çok cesaret ister. | Open Subtitles | تطلب الأمر شجاعه أكثر لتزييف موتها و الإبتعاد عن زوجها و أبنها لحمايتهم |
Aslanlar saldırıya hazırlanırken filler de yavrularını bir araya getirip etraflarına onları avcılardan korumak için vücutlarıyla bir çember oluşturuyorlar. | Open Subtitles | و بينما يحتشد الأسود يجمع الأفيال الصغار معاً يشكلون دائرة لحمايتهم من هذه الكائنات المفترسة |
Zamanı geldiğinde, her dişi yumuşak kabuklu yumurtalarını zemine bırakır ve onları korumak için beklerler. | Open Subtitles | فى الوقت المناسب تضع كل الإنـاث بيـضها ذو الطبقه الناعمه على الأرض وتنتظر بجانبهم لحمايتهم |
Onları korumak için yapabileceğim şeyleri aklın hayalin almaz. | Open Subtitles | ليس لديك اية فكرة عن المدى الذي اصله لحمايتهم |
Bu filmde geçen isimlerin bir çoğu onları korumak için değiştirilmiştir. | Open Subtitles | أسماء العديد من الشخصيات في هذا الفلم تم تغييرها لحمايتهم |
Bu çocukların, korumak için güneye taşıdığınız diğer çocuklardan farkı yok. | Open Subtitles | إنهم ليسوا مختلفين عن الأطفال الذين تأخذونهم للجنوب لحمايتهم |
Tüm bu tatlı yaratıkları hayvanat bahçelerine koyuyoruz sonra da onları korumak için inanılmaz miktarda para harcıyoruz. | Open Subtitles | نضع هذه الحيوانات الجميلة في الحديقة ثم ننفق الأموال الكثيرة لحمايتهم |
David korumaya ihtiyacın var diyorsam, bana güven lütfen. | Open Subtitles | ديفيد ثق بي عندما أقول لك بأنك بحاجة لحمايتهم |
Onları patlamadan koruyacak bir mekanizma olmalı. | Open Subtitles | لا بدّ أن يكون هناك بعض الآلية لحمايتهم من الشعلة الضوئية. |
Onları korumanın en basit yolu buydu. | Open Subtitles | بدت كاسهل وسيلة لحمايتهم |
Çünkü Gölgeler Dünyası'yla ilgili söylediklerin doğruysa onlar zaten tehlikede ve eve gidip onları korumam gerekiyor. | Open Subtitles | - نعم لأنه إذا كان كل شيء قلته صحيحا حول عالم الظل هم بالفعل في خطر، وأنا أحتاج إلى أن أكون في المنزل لحمايتهم |
Onları sağlıkta ve hastalıkta, korumamız gerektiği gibi. | Open Subtitles | كيفية تصرفنا بخشونة معهم لحمايتهم في الصحة والإصابة |
Kendini yanmaktan kurtarmanın. | Open Subtitles | لحمايتهم من الاحتراق ،،،،،، يـــــتـــــبـــــع |
Mesela, yaşayanlardan kan alabilir, kanı işleyip, bu plazmaları insanlara korunmaları için geri verebilirdik. | TED | وكمثال على ذلك، كان بإمكاننا أخذ الدم من الناجين، معالجته، ووضع هذه البلازما مرة أخرى في الناس لحمايتهم. |