"لدرجة أنه" - Traduction Arabe en Turc

    • o kadar
        
    • öyle ki
        
    • kadar çok seviyor musun
        
    o kadar yakın geçecek ki, hava durumu uydularımızın hemen altından dolanacak. TED وسيدنو قريباً جداً منا لدرجة أنه حقيقة سوف يمر تحت أقمارنا الجوية.
    İngilizceyi o kadar kötü konuşuyor ki kökenlerini ele vermeksizin... tek kelime edemiyor. Open Subtitles إنه يتكلم الإنكليزية بشكل سيء لدرجة أنه لايكمل كلمة دون أن يخون أصله
    o kadar çok serbestlik var ki, sokağa cam atabiliyorsun. Open Subtitles بلاد حرة لدرجة أنه يمكن للمرء رمي الزجاج على الطريق
    Bu gerçek onu o kadar etkilemiş ki atından düşmüş. Open Subtitles كان مغرقا ً بالحقيقة لدرجة أنه وقع من على حصانه
    öyle ki o zamana kadar yaptığım bütün işler ingilizceydi. TED لدرجة أنه حتى ذلك الوقت كل أعمالي كانت مكتوبة باللغة الإنجليزية.
    hiç bir hastalığın, felaketin sizi ayıramayacağı kadar çok seviyor musun? Open Subtitles لدرجة أنه لا يوجد مرض أو كارثة يمكنها تفريقكما؟
    o kadar büyüdü ki, bir yıldız gibi içine göçtü. Open Subtitles لقد أصبح ضخماً لدرجة أنه طوى نفسه مثل نجمة نيوترون
    Düşünmesi gereken o kadar çok şey varki artık bize ayıracak zamanı yok. Open Subtitles كثير من الأشياء ليهتم بها لدرجة أنه لا يستطيع حقاً الإهتمام بنا أكثر.
    o kadar istedin ki kendini durdurabilmek için endişe nöbeti geçirdin. Open Subtitles بمنتهى الشدة لدرجة أنه إنتابتك نوبة قلق حتى تقوم بإيقاف نفسك
    o kadar hızlı ilerliyordu ki, kolumu feda etmek zorunda kaldım. Open Subtitles وقد كان متقدما لدرجة أنه تم فصل ذراعي في ذلك الأسبوع
    Bu şey o kadar gelişmiş ki, bununla çorba bile yapabilirim. Open Subtitles هذا الشيء متطور جداً لدرجة أنه يمكن أن أعد الشوربة بواسطته.
    o kadar büyük ki yoldaki en sol şeritte kendi başına arabasını sürebilir. Open Subtitles كبير لدرجة أنه يستطيع القيادة به في الطريق السريع الخالي عندما يكون وحده
    Yoksa... Onu o kadar çok seviyorlar ki, köpek maması yemeye başladılar. Open Subtitles إنهم يحبونها بجنون ، لدرجة أنه بهذه الأيام نأكل من أكل الكلاب
    Beni o kadar çok istiyor ki ne desem yapar. Open Subtitles فهو يريدني بشدة، لدرجة أنه سيفعل أي شيء أطلبه منه،
    Ama o kadar çabuk bırakıp gitti ki toparlanacak vaktimiz olmadı. Open Subtitles لكن قد جلبتها بسرعة لدرجة أنه لم تتح الفرصة لتوضيح الأمور
    o kadar güçlü ki sana tutkal gibi yapışıyor ve asla kurtulamıyorsun. Open Subtitles شعور قوى. لدرجة أنه يلتصق بك مثل الصمغ, ولا تستطيع منه فِكاكاً.
    o kadar ki Ağustos'un sonunda herkes 15 yaş gençleşmiş hissedecek. Open Subtitles لدرجة أنه بنهاية أغسطس, الجميع سيشعرون بأنهم أصغر بخمس عشرة سنة.
    o kadar kötüydü ki pas vermeleri için diğer oyunculara para verirdi. Open Subtitles تعلم، انه كان سيئاَ لدرجة أنه كان يدفع للاعبين الآخرين لتمرير له
    Simülasyonda da o kadar başarılı oldum ki yeni bir yazılım geliştirmeleri gerekti. Open Subtitles قمت بعمل جيد في المحاكي، لدرجة أنه توجب عليهم كتابة شيفرة جديدة له.
    İpeği başka bir amaç için de kullanıyorlar bol bol ipek üretiyorlar öyle ki, yılın kimi mevsimlerinde geniş kırsal alanlar ipekle kaplanır. Open Subtitles ثم يستعملونه لغرض آخر وينتجونه بكثرة لدرجة أنه في بعض فصول العام يغطي مناطق واسعة من الريف المفتوح.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus