"لدينا الوقت" - Traduction Arabe en Turc

• vaktimiz var
• zamanımız var
• zamanımız yok
• için zamanımız
• vakit var
• vaktimizin
• vaktimiz yok
• fazla zamanımız
• zamanımız varken
• yeterince vaktimiz

Meşgul olsak bile önemli şeyler için vaktimiz var.
حتى لو كنا مشغولين، لدينا الوقت لما يهم.

Yemeye, içmeye ve konuşmaya vaktimiz var.
لدينا الوقت الكافى لتناول الطعام , الشرب والتحدث

Tamam millet öğle yemeğinden önce bir çekim için zamanımız var.
الرجال ما يرام، لدينا الوقت واحد قبل أن نذهب لتناول الغداء،

Trenlerimiz kalkmadan önce sadece birer fincan çay içecek kadar zamanımız var.
فقط لدينا الوقت لكوب من الشاي قبل أن تتحرك القطارات

Fazla zamanımız yok ve senin birinin kimliğini belirlemeni istiyorum.
ليس لدينا الوقت الكافي، و أريدك أن تتعرفي على سخص.

Seni burada tutmanın bir yolunu bulduğumuzda bunun için zamanımız olacak.
. سيكون لدينا الوقت لهذا . حتي نجد الطريقة لنبقيك هنا

Zenci paparası bile yiyebilirsin, vaktimiz var.
لدينا الوقت حتى لتأكل وجبتك من طعام السود

Sultanla görüşmeden önce biraz boş vaktimiz var.
لدينا الوقت لكي نتجول قبل المقابلة الرسمية مع السلطان.

Eğer isterseniz, hızlı bir tur için vaktimiz var. - Memnun oluruz.
إذا أحببت، أعتقد بأنه لدينا الوقت للقيام بجولة

O 25 bileti satacak vaktimiz var.
مازال لدينا الوقت لبيع تلك المقاعد الـ25 المسرحية ستبدأ

Natalya için... bir insan için geri dönmüyoruz, ama sosisli sandiviç yiyecek vaktimiz var öyle mi?
نحن لا نعود لنتاليا هي كائن بشري و لكن لدينا الوقت للنقانق ؟

Natalya için, bir insan için geri dönemedik ama sosisli yiyecek vaktimiz var mı?
نحن لا نعود لنتاليا هي كائن بشري و لكن لدينا الوقت للنقانق ؟

Ama hayatım, artık dünya kadar zamanımız var.
لكن، عزيزتي الآن لدينا الوقت كلة في العالم

Değil mi? Kazanmak için hâlâ zamanımız var. Sadece bize yeni hareketler göster.
لا زال لدينا الوقت للفوز, فقط علمينا بعض الحركات الجديده.

Motorlu Taşıtlar 5:00'te kapanıyor, yani başka bir cinayet daha işlememesi için o kadar zamanımız var.
إذاً لدينا الوقت حتى ذلك الحين لنكتشف شيئاً آخر

zamanımız var mı bilmiyorum.
أوه، آه، أنا لا أعرف إذا كان لدينا الوقت.

zamanımız var. Erken gitmek geç kalmak kadar kötü olur.
لدينا الوقت الكافي، الوصول مبكراً بنفس سوء الوصول متأخراً

Ah,devam et,bundan daha kötü ne olabilir ki? zamanımız var.
لا على العكس ، لست مشغولا الآن لدينا الوقت اليس كذلك شميدت

DNA testi haftalar sürebilir ve bu kadar zamanımız yok.
إختبار الحمض النووي يستغرق أسابيع وليس لدينا الوقت الكافي لذلك

O mimar işi için zamanımız yok, ve Mikel'in polise gitme riskini alamayız.
لا يوجد لدينا الوقت لسرقة المهندس ولايمكن أن نغامر فمايكل قد يذهب للشرطة

Weston'ların Noel partisi için sana yeni bir elbise yapmaya vakit var mı acaba?
اتساءل اذا كان لدينا الوقت الكافي لصنع ثوب جديد لك لحفلة عيد الميلاد عند منزل ويستون

Çok fazla vaktimizin kalmamış olmasından endişe duyuyorsun değil mi?
أنت قلق بأن ليس لدينا الوقت الكثير ، أليس كذلك ؟

Olmaz. vaktimiz yok. Sal'in yerini senin yaktığını biliyoruz, Gino.
لا ,ليس لدينا الوقت نعرف انك احرقت سال , جينو

Tanrıya şükür ki, şimdi oldu hâlâ zamanımız varken.
الحمد لله أن هذا حدث الآن، و نحن لازال لدينا الوقت.

Qui Gonga varmak için yeterince vaktimiz kalır.
سيكون لدينا الوقت لنصل . إلى كوى كونج