Yanında bir sürü sahte kimlikler, pasaportlar ve silah vardı. | Open Subtitles | لقد كان لديهِ سلاحاً ومجموعةً من الهوياتِ وجوازاتِ السفر المزورةِ |
Hem o hem de berbat bir hijyen sorunu vardı. | Open Subtitles | ذاك، و كانَ لديهِ مُشكلة رهيبةَ معَ النظافَة |
İlişkiye sahip olan herhangi birsi, şüpheyle oraya kadar yükselir, | Open Subtitles | أي شخص لديهِ علاقة مع المشتبه بهِ يذهب إلى هُناك، |
Bir avarenin ruhuna sahip. Tıpkı annesi. | Open Subtitles | لديهِ روحُ المُتجوِّل، مثلَ أُمهِ تماماً |
Evet, iki yaşantın varmış gibi ama zaten iki yaşantımız var. | Open Subtitles | نعم، إنها حياة مزدوجة فحسب جميعنا لديهِ حياة مزدوجة. |
Bütün tutkularını tatmin ettikten sonra, tutkularının anlamsız olduğunu fark etti, elinde bir şey kalmamıştı, | Open Subtitles | بعدَ أن أشبعَ جميعَ رغباتِه أدركَ أنَ شهواتهُ كانَت فارِغَه و أنهُ لَم يكُن لديهِ أي شيء |
Aslında bakarsan, omuz kaslarının inanıImaz bir dönüş kabiliyeti vardır. | Open Subtitles | في الواقع الصفع الدوار لديهِ مدىً مذهل في التحرك |
Kyle'ın anıları olmamasına ne kadar alışmıştım. | Open Subtitles | لقد بدأتُ اعتاد أن كايل ليس لديهِ ذكريات |
Schillinger'ı ispiyonlamak için her hakkım vardı, onun de benim peşime düşmek için. | Open Subtitles | لَديَّ كُلُ الحَق أَن أوشي بشيلينجَر. و لديهِ الحَق بالهُجومِ عليّ |
- Geçmişinde şiddet vardı, ama davranışlarını kontrol altında tutmak için ilaç veriliyordu. | Open Subtitles | لديهِ تاريخ مِنَ العُنف لكنهُ كانَ يَتَلقى دواءً للسيطَرَة على ذلكَ النوع مِن التَصَرُّف |
Babasının bir düzine karısı 100 çocuğu vardı ama o, en çok sevdiğiydi. | Open Subtitles | والدها لديهِ عشرة زوجات و 100 من الأطفال لكنها كانت المفضلة لديه |
Öyle bir şey demedim. Hayır, suç ortağı vardı. Vali suç ortağıydı. | Open Subtitles | لم أقلّ ذلك ، بلّ لديهِ شريكاً، إنـّه المحافظ. |
Biri evimizin resimlerini çekiyordu, ötekinde de dürbün vardı. | Open Subtitles | أحدهم كان يأخذُ صوراً لمنزلنا ، والآخر كان لديهِ منظارٌ |
Bu koca aileden, evin anahtarına sahip olan birileri var mıydı? | Open Subtitles | ألديك علم ما إن كان أيّ من أقرباءه المزعومين لديهِ مُفتاح للمنزل؟ |
İsteyebileceği tüm hazinelere sahip oldu. | Open Subtitles | و كانت لديهِ كُل الكنوز التي ترغِبين فيها |
Zekâsı ve parası bol olsa da farkındalık konusunda düşük bir seviyeye sahip. | Open Subtitles | على الرغم من أن لديهِ النقود الوفيرة إدراكهُ للخطرِ في المقابل متباين |
Sanki ölülerin alevle bir sorunu varmış gibi. | Open Subtitles | كما لو كان الميت لديهِ شيء ما ضد اللّهب المكشوف |
Kilit zarar görmemiş. Demek ki giren kişinin anahtarı varmış. | Open Subtitles | القفل لم يتضرر ، لذا الفاعل مهمن يكن كانَ لديهِ مفتاح |
Çikolataya alerjisi varmış. Vurmak zorunda kaldım. | Open Subtitles | لديهِ حساسية من الكعك كان عليَّ أن أضربهُ |
Bunun elinde tek bir kanıt olsa müvekkilimi tutuklayacak bir adamdan gelen abartılı bir tahmin olduğunu kabul edelim. | Open Subtitles | الأعتراف بأن الأمر مجرد تخمين عميق من رجلُ بأمكانهُ أعتقالُ مُوكلي إذا كان لديهِ أي دليل |
elinde ilaç deneylerine katılmaya gönüllü bir grup insan vardı. | Open Subtitles | لديهِ لائحة من الناس مستعدونَ لخوض تجربة عقاقير |
Hayır, yapacak işleri vardır. | Open Subtitles | لا , أنا سمعت أن لديهِ بعض المهمات ليديرها. |
Buradaki ev sahiplerinin elinde bu işi halledecek etkili bir bunker buster varmış ama bana Başkan'ın... | Open Subtitles | مضيفنا هنا لديهِ قنبلة مخترقة للملاجئ المحصّنة تحت الأرض تستطيعُ تنفيذ المهمة، لكنّهم أخبروني للتو |