Tutkusunu sağ duyusunun önüne koyuyor, seksi bir İngiliz aksanı var, içten, moda anlayışı var. | Open Subtitles | هو يضع الشغف فوق الحس العادي لديه لكنة بريطانية رائعة هو مذهل |
Max ayı oldu. Dışarısı buz gibi, ve cildim o kadar kuru ki, kendi İngiliz aksanı var. | Open Subtitles | و البرد قارس، و جلدي جافٌّ كثيراً، لديه لكنة بريطانيّة. |
Evet, aslında acil bir durum. Bariz bir Asyalı aksanı var. | Open Subtitles | أجل، إنه أمر طاريء لديه لكنة آسيوية ظاهرة |
Duyduğum adamın böyle bir aksanı yoktu. | Open Subtitles | الرجل الذي سمعته يصرخ لمْ تكن لديه لكنة كتلك. |
Barmenlerden biri garip bir aksanı olduğu için, buralardan olmadığına eminmiş. | Open Subtitles | ,لقد قال نادلٍ من النادي أن لديه لكنة غريبة الأمر الذي يؤكد عدم كونه من هنا |
Anlaşılan eskiden İskoç aksanı varmış. | Open Subtitles | ومع هذا ، فقد كانت لديه لكنة اسكتلندية واضحة أيامها |
Güneyli aksanı mı vardı? | Open Subtitles | لديه لكنة جنوبية ؟ |
Bu adamı sadece aptalca bir aksanı var diye seviyorsunuz! | Open Subtitles | إنتِ فقط تحبيه لأن لديه لكنة غبية |
- Bir yabancı, İngiliz aksanı var. | Open Subtitles | -أجنبي ، لديه لكنة "بريطانية " |
Garip bir aksanı var. | Open Subtitles | لديه لكنة غريبه |
Sanırım aksanı var. | Open Subtitles | أظن أنه لديه لكنة. |
Tetikçinin Fransız aksanı var. | Open Subtitles | -مطلق النار لديه لكنة فرنسية . |
Sadece farklı bir aksanı olduğunu söyledi. | Open Subtitles | فقط بأنه كانت لديه لكنة أجنبية. |
- İngiliz aksanı varmış. | Open Subtitles | لديه لكنة بريطانية |
bir aksanı mı vardı? | Open Subtitles | كانت لديه لكنة ربمـا؟ |