Bir fobi terapisti olarak söylüyorum, sanırım onunla hâlâ bir şansım var. | Open Subtitles | أنا فقط أقول بصفتي معالج فوبيا أعتقد أني لازال لدي فرصة معها |
Ama şimdi yeni bir şansım var. Bileti geri alabilir miyim? | Open Subtitles | لكن الآن لدي فرصة جديدة أيمكنني الحصول على التذكرة، رجاءاً؟ |
Ama şimdi yeni bir şansım var. Bileti geri alabilir miyim? | Open Subtitles | لكن الآن لدي فرصة جديدة أيمكنني الحصول على التذكرة، رجاءاً؟ |
- Ben 18 yaşındayım ve başka bir şansım olmayabilir. | Open Subtitles | ليزا، لا اريد ان اخسره انا في الثامنة عشر ربما لا يكون لدي فرصة اخرى ابدا |
Ama araba almak için tek şansım vardı. Ve o şansı kullanmak zorundaydım. | Open Subtitles | وكان لدي فرصة وحيدة للحصول على سيارة جديدة ولن أفوتها |
Doktor, hemen çıkmalıyım. Hala bir şansım var. | Open Subtitles | أنت لا تفهم أيها الطبيب، يجب أن أخرج حالاً ربما مازالت لدي فرصة |
Bak, buraya gelip, neler olabileceğini gördüğüm için benim geldiğim Dünya'da bunu engelleme şansım var. | Open Subtitles | لانني اتيت الى هنا تمكنت من رؤية ربما ما سيحدث لدي فرصة لإيقاف حصوله على أرضي، اذا ساعدتني |
Hey ahbap, bırak da onunla ben dans edeyim. Ondan hoşlanıyorum ve sanırım bir şansım var. | Open Subtitles | لا, لا, يا صاح, دعني أرقص مع هذه الفتاة إنها تروقني و أظن أن لدي فرصة |
Durum öyle değil... senin dediğin gibi, tek şansım var. | Open Subtitles | ليس الأمر هكذا بل ما قلته أنتَ من قبل لدي فرصة واحدة |
Gelecek için bir şansım var ama Jimmy, sadece güzel olan şeylerde takılmış bekliyor. | Open Subtitles | لدي فرصة لمستقبل حقيقي ..وجيمي يبدو. عالق. |
Annem bile daha sert vurabiliyor. Hala şansım var, yorulmaya başladı. | Open Subtitles | تبا ، أمي تضربني بقوة أكبر منه لازالت لدي فرصة ، التعب ينال منه |
Tek şansım var ve bunu senin işin için mi harcayacağım? | Open Subtitles | لدي فرصة , وهل تظن انني سأتخلى عن هذا بسبب ما فعلته |
Crick'e karşı bu kavgayı kazanamazdım. Sadece umutsuz bir şansım vardı. | Open Subtitles | لن نفوز في هذا القتال, لدي فرصة يائسة وحيدة. |
Cebimde 200.000 dolarlık bir çek var. Hayata yeniden başlamak için bir şans. | Open Subtitles | أستمع , لدي شيك بقيمة 200 الف دولا , لدي فرصة لابدا حياة جديدة |
Bu kıza karşı hiç şansım yok, çok can sıkıcı. | Open Subtitles | من الواضح ليس لدي فرصة مع هذه الفتاة، التي تُحيرني بشدة |
Batıya taşınırsam şansımı Hristiyan pembe dizilerinde deneyebilirim. | Open Subtitles | لدي فرصة للحصول على أوبرا الصابون المسيحي إذا انتقلت من الغرب. |
Bu yerden kurtulmak için elime bir fırsat geçtiği kanaatindeyim. | Open Subtitles | كما ترى، أظن أن لدي فرصة لأتحرر من هذا المكان |
Buraya gelirken hiç şansım olmadığını düşünüyordum. | Open Subtitles | أتعلم , أتيت إلى هنا بدون التفكير حتى أن لدي فرصة |
Ama şu an güldürmek gibi az bulunur bir fırsatım var. | Open Subtitles | لكن، لدي فرصة نادرة الآن، أقوم بإضحاك الناس. |
Flynn'e bir kez ateş edebilme şansı bulursam inanın bana bunu kullanacağım. | Open Subtitles | لدي فرصة واحده أخيره ل(فلين)... أعتقد من الأفضل أن أنتهزها. |
Başka seçeneğim yok. | Open Subtitles | أنا فقط ليس لدي فرصة |