her sabah bir tanesini çalışması için yokuş aşağı bırakırdı. | Open Subtitles | لذا كلّ صباح يأخذهم إلى التلّ حتى يقوم بتشغيل إحداها |
Çünkü Güneş'ten çok uzakta her şey daha yavaş oluştuğu için tüm bu süreçler yavaşlıyor. | Open Subtitles | لأن كلّ شيء يحدث أبطأ كلما بعدت المسافة من الشمس ، لذا كلّ هذه العمليات تتباطأ |
Sydney yanlış numara deyip kapıdan çıktığı her zaman seninle mi buluşuyordu? | Open Subtitles | لذا كلّ مرّة سدني إنتهى الباب بعد أن حصلت على العدد الخاطئ، هي كانت ستقابلك؟ |
Yani tek yapabileceği şey, daha az seveceği bir kız bulabileceği bir yere kaçmak. | Open Subtitles | لذا كلّ ما استطاع عمله هو الهروب حيث يمكن أن يقابل البنت التي سيحبّها أقل |
Yani tek yapmanız gereken sınıfa mankenleri koyup birkaç fotoğraf çekmekti. | Open Subtitles | لذا كلّ ما عليكم فعله كان ملء الفصل بالدميات و أخذ بعض الصور |
Yani şimdiye dek yaptığım her şey tam olarak yapmamı istediğin şeylerdi. | Open Subtitles | لذا كلّ ما فعلْتُه، هو بالضبط ما أردْتَني أنْ أفعله. |
Tanrı'nın istediğini düşündüğün bir kaç saçma fikre uymayan her şeyi saklamaya düzeltmeye ya da başından defetmeye mi çalışırsın? | Open Subtitles | لذا كلّ شيء غير ملائم لبعض الافكار الغبية التي تفكّر بارادة الرب أنت تحاول الإختفاء أو التخلص من ذلك المأزق ؟ |
Burslu okuyan bir çocuktu ve sahip olduğu her şeyi zor kazanmıştı. | Open Subtitles | كان فتى منحة دراسيّة، لذا كلّ شيءٍ حصل عليه قد ناله من العمل الشاق. |
Dolayısıyla, her birimizde kardeşini bulmak için gereken koordinatların yarısı mevcut. | Open Subtitles | لذا كلّ منا يملك نصف الإحداثيّات التي تحتاجها لإيجاد أختك. |
Senden bütün istediğim her şeyi alma. | Open Subtitles | لذا كلّ ما اطلبه منكِ هو أن لا تأخذي كلّ شيء |
Bahar mevsimiydi ve her yer çançiçekleriyle kaplıydı. | Open Subtitles | لقد كان الربيع لذا كلّ هذه المنطقة كانت مُغطاة بالورودِ الزرقاء. |
Aorta damarın yırtılmış durumda, her şey birazdan bitecek. | Open Subtitles | تمّ قطع شريانك الأورطي، لذا كلّ هذا سينتهي قريباً. |
Dolayısıyla, her birimizde kardeşini bulmak için gereken koordinatların yarısı mevcut. | Open Subtitles | لذا كلّ منا يملك نصف الإحداثيّات التي تحتاجها لإيجاد أختك. |
Bu yüzden, meydana gelen her şeyin ve burada oluşumuzun sebebine E=mc² dayanak oluşturmaktadır. | Open Subtitles | لذا كلّ ما حدث وسبب وجودنا هنا e=mc² منشأهُ |
Yani bu gece ölecek olan herkesin sorumluluğu sana ait. | Open Subtitles | لذا كلّ فتاة ستلقى حتفها من الكلّيّة الليلة، ذنبها في رقبتك. |
Yani demek istediğim, yedek kulübesinde oturursan, bu oyunu kaybedeceksin. | Open Subtitles | لذا كلّ ما أقوله هُو: لو ظللت واقفاً مكانك، فإنّك ستخسر هذه اللعبة. |
Onları kuzey girişine yönlendirdim. Askerlerin dikkati dağılmış durumda Yani. | Open Subtitles | قدتهم للبوابة الشماليّة، لذا كلّ الجنود مشغولون. |
Yani aradığım şey... | Open Subtitles | .. لذا كلّ ما أبحث عنه الآن هو |
Yani seksle ilgili her düşüncem, gerçekleşir. | Open Subtitles | لذا كلّ ما أتخيّله سيتحقّق |