Öyleyse ne yapmak istediğinizi ve ne yaptığınızı daha iyi bilmeniz gerekiyor | Open Subtitles | تحدد كيف سينظر العالم لهذا الخبر لذا يجب ان اقوم بعمل صحيح |
Birinin onu hastaneye götürmesi gerekiyor. | Open Subtitles | ويجب ان يُرسلها شخص ما الى المستشفى لذا يجب ان تُسرعى |
Noel yemeği hazırlamam gerekiyor. | Open Subtitles | سأتناول عشاء ليلة عيد الميلاد مع 35 فرد من الأهل والأصدقاء لذا يجب ان أذهب |
Bak, adam akıllı bir gösteri yapmak istiyoruz bu yüzden birlik olmamız lâzım. | Open Subtitles | نريد ان ننظم عرضا جيدا هناك لذا يجب ان نعمل سوية دعني افكر |
Diğer odalarımızda yer yok, bu yüzden anneniz özel odada kalmalı. | Open Subtitles | لا يوجد سرائر متوفرة الأن لذا يجب ان تحجز سرير خاص |
O yüzden yaptığımız şeyin gerçeğine en yakını olduğunu ona kanıtlamamız lazım. | Open Subtitles | لذا يجب ان نثبت له انه بإمكاننا صنع شيء قريب من الواقع |
Çünkü hem bu ilk seferiydi hem de onun üzerinde daha yoğun çalışmamız gerekiyor. | Open Subtitles | وهذا لأن هذه هي مرتها الأولى لذا يجب ان نقوم بالكثير من العمل عليها |
Toplantım olduğu için, erkenden gitmem gerekiyor. | Open Subtitles | لدي اجتماع لأحضره ,لذا يجب ان اغادر مبكرا |
Belki de ama artık yalnız bir anneyim ve bazı şeylere hazır olmam gerekiyor. | Open Subtitles | ربما لكنني أم عازبة الآن لذا يجب ان اكون مستعدة |
Söylediğim gibi, okuma yapacağım için erken ayrılmam gerekiyor. | Open Subtitles | أتتذكر بأنه لدي تلك القراءة لاحقاً،، حسنا؟ لذا يجب ان أغادر مبكراً؟ |
Az önce iş geldi. Bugün oyunun sonuna kadar yapılmış olması gerekiyor. | Open Subtitles | لقد اتأنى بعد العمل المفاجىء لذا يجب ان انهيه اليوم |
Şimdi yukarı çıkıp giyinmeniz gerekiyor. | Open Subtitles | لذا يجب ان تذهبي للأعلا حالاً وترتدي ملابسك. |
Omuriliğe dokunmamız gerekiyor. | Open Subtitles | لذا يجب ان تكونوا على حذر حتى لا تتفاقم الاصابه. |
O yüzden ateş ettiğiniz yere dikkat edin, tamam mı? | Open Subtitles | الفتاة الوحيدة هناك,لذا يجب ان نشاهد اطلاق رصاصانا اين يذهب,اتفقنا؟ |
Ve bu şekilde de devam etmeye niyetliyim, bu yüzden gitmelisin. | Open Subtitles | و انا انوى ان اكمل بهذه الطريقة لذا يجب ان تذهب |
Siz 10 dakika geciktiniz, o yüzden buradan hemen gitmeliyiz. | Open Subtitles | لقد تأخرتم عشرة دقائق لذا يجب ان نرحل من هنا |
Bu yüzden bunun gibi şeyleri çok daha iyi tasarlamalıyız, eğer ciddi çevresel sorunları çözmeye başlayacaksak. | TED | لذا يجب ان نصمم اشياء مثل هذا بشكل افضل جدا اذا اردنا ان نواجه مشاكل بيئة خطيرة |
Hazzard vatandaşlarına itiraz şansı vermemek için bir kamu duruşmasını kontrol altında tutmam lazım. | Open Subtitles | لذا يجب ان اعقد اجتماعا غدا في السباق لألهاء الناس |
Seni çok üzen bir şeyi düşünmen lazım. | Open Subtitles | لذا يجب ان تفكري بشيء يجعلك تشعرين بالحزن |
Bu yüzden aklı yerinde olan bir yaşlı bulup ona neyi doğru yaptığını sormam lazım. | Open Subtitles | لذا يجب ان اجد شخصا كبيرا في السن ما زال عقله سليما حتى اسألهم ما الذي قاموا به بشكل صحيح |