bence canlı ve eğlenceli halka açık alanlar, mükemmel bir şehir planlamanın anahtarıdır. | TED | لذلك أعتقد أن الأماكن العامة المليئة بالحيوية والمتعة هي المفتاح لتخطيط مدينة رائعة. |
bence bu ev sahipleri ve iş yerleri için güçlendirici bir şey. | TED | لذلك أعتقد أن ما نفعله مفيد فعلاً للناس العاديين وأصحاب الأعمال. |
Bu yüzden bence buna yönelinmeli; ancak bu zor, çünkü birisini savunmak, son derece can sıkıcıdır. | TED | لذلك أعتقد أن هذا هو الطريق ولكنه صعب، إذا وقفت للدفاع عن أحدهم. فهو مزعج للغاية. |
Sanırım söylemek istediğim, şimdiye kadar bu şekilde geldiğimiz. | TED | لذلك أعتقد أن ما أقوله هو هذا هو ما يمكننا المضي به. |
Ve bu yüzden birkaç kelime ile nedenini anlatmalıyım, özel hayatım hakkında birkaç şey, çünkü Sanırım burada bir bağlantı var. | TED | و لذلك أعتقد أن علي أن أخبركم ببعض الكلمات, بعض الأشياء عن حياتي الخاصة. لأنني أعتقد أن هنالك صلة. |
Sanırım senin kutuların burada. | Open Subtitles | لذلك أعتقد أن صناديق الخاصة بك أكثر من هنا. |
bence bazı dersler var ve bence bizi de ilgilendiriyor. | TED | لذلك أعتقد أن هناك بعض الدروس، التي تنطبق علينا. |
Dolayısıyla, bence Doktor Brown'ın bir Amerikan muciti olmasıyla bağlantılı. | Open Subtitles | لذلك أعتقد أن العلاقات في كامل دوك براون كونه المخترع الأمريكي. |
bence bunu bir meta-insan yapmış olmalı. | Open Subtitles | لذلك أعتقد أن من الانسان ميتا قد فعلت ذلك. |
Yani bence bu gerçekten yapılması gereken bir şey ve ayrıca negatif geri bildirimlere gerçekten dikkat edilmeli ve istenmeli, özellikle arkadaşlardan. | TED | لذلك أعتقد أن هذا شيءٌ هام عليك فعله، ثم يجب عليك أيضاً أن تنتبه فعلاً للآراء السلبية حول ما تعمل عليه، بل وأن تطلبها، خصوصاً من أصدقائك. |
bence olması gereken tek taraf buydu ve bu iyi olmalıydı" | TED | لذلك أعتقد أن الجانب الوحيد المتبقي هو هذا الجانب لا بد أن يكون هو الجانب الجيد" |
bence metaforları değiştirmeliyiz. | TED | لذلك أعتقد أن علينا تغيير الاستعارات. |
- O yüzden bir terslik var bence. | Open Subtitles | لذلك أعتقد أن هناك شيئاً ما خطأ |
Sanırım en önemli şey, kendinden emin olmak. | Open Subtitles | لذلك أعتقد أن أهم شيء هو أنت تكونيِ متأكدة |
Bilirsin ya işte, baba olmak istiyorum. Yani, gerçekten istediğim şey çocuk yapmak Sanırım. | Open Subtitles | أتعلمين , أريد أن أصبح أبا و لذلك , أعتقد أن ما أريده هو الأطفال |
Sanırım filmin çıktığı hafta, | Open Subtitles | لذلك أعتقد أن الاسبوع ان الفيلم كان المفرج عنهم، |
Yani Sanırım bunların hepsi bir gün benim olabilir. | Open Subtitles | لذلك أعتقد أن كل هذا يمكن أن يكون لي في يوم من الأيام. |
O nedenle Sanırım bilinç şu anda bir tür anormallik, ki bunu dünya görüşümüzle bağdaştırmamız gerek, ancak henüz nasıl olacak bilmiyoruz. | TED | لذلك أعتقد أن الوعي الآن يعتبر نوع من الحالات الشاذة، وهو نوع نحن بحاجة إلى دمجه في رؤيتنا للعالم، ولكننا لا نرى كيفية ذلك بعد. |
- ..öyleyse bu hoşçakal anlamında Sanırım. | Open Subtitles | لذلك أعتقد أن هذا هو الوداع الوداع؟ |
Sanırım toner satmaya hazırsın. | Open Subtitles | - أوه. - لذلك أعتقد أن كنت على استعداد لبيع الحبر. |