Sana söylemeyi unuttum, bugün görmem gereken bir kaç hastam var, o yüzden seni okuldan alamayacağım. | Open Subtitles | لقد نسيت ان اخبرك, انا لدى كثير من المرضى اليوم. لذلك لن استطيع انا اجلبك من المدرسة. |
Sanki her yerde herkes çıldırmış gibi, o yüzden artık dışarı da çıkmıyoruz. | Open Subtitles | ,و كأن كُلّ شيءِ في كل مكان أصبح جنونيا لذلك لن نَخْرجُ من البيت بعد ذلك |
o yüzden de güneş kremine bu kadar da ihtiyacın yok. | Open Subtitles | لذلك لن تكون بحاجة إلى كل هذا الواقي من الشّمس |
Söylentilere göre akıllı bir kalabalık, bu yüzden hiç şaşırmam. | TED | جمهور ذكي، بكل المقاييس، لذلك لن أتفاجئ على الإطلاق. |
Burada zaten altın çıkıyordu, bu yüzden buradan altın çıkarsa kimse şüphelenmez. | Open Subtitles | هذا المكان كان ينتج الذهب سابقا,لذلك لن يشك أحد بالذهب القادم من هنا |
Ayrıca, artık her şeyin temizlenip bir son bulmasını istiyorum ki böylece mutluluğumuz için de önümüzde bir engel kalmaz. | Open Subtitles | بالأضافه اننى اريد ان امحو كل ما سبق الآن لذلك لن يقف شيئ فى طريق سعادتنا |
Ama 30 dakikayı geçtin, o yüzden ödeme yapmayacağım. | Open Subtitles | ولكنك تأخرت أكثر من 30 دقيقة، لذلك لن أدفع. |
Evet, ama sen itiraz etmiştin, o yüzden iptal. | Open Subtitles | أجل كنت سأفعل .. لكنك لا تريديني أن أفعل لذلك لن أفعل |
Neyse, zaten bu şirketin nakit varlığı yok, o yüzden istesem de yardımcı olamam. | Open Subtitles | على كل حال ، ممتلكات هذه الشركات ليست على شكل سيولة لذلك لن أستطيع الاستثمار حتى لو أردت ذلك |
Ama ben son gemiye bindim, o yüzden o yarından önce gelemez. | Open Subtitles | لكني ركبتُ القارب الأخير لذلك لن تكون هنا قبل الغد يا إلهي! |
Burası ideal bir yer... ve o yüzden buraya girmelerine izin veremeyiz. | Open Subtitles | هذه نقطة جيدة لاطلاق النار. لذلك لن ندعهم يسيطرون عليها |
Her yerleşim yeri kampın çok uzak köşelerinde o yüzden gruplar arasında temas olmayacak. | Open Subtitles | كل موقع في منطقة نائية من المخيم لذلك لن يكون هناك اتصال فيما بين المجموعات |
Seni değiştiremeyeceğimi söyledi o yüzden denemeyeceğim. | Open Subtitles | قالت أنّي لا يمكنني أن أغيّرك، لذلك لن أحاول تغييرك. |
Kask takacaksın o yüzden saçların sorun olmaz. | Open Subtitles | سيكون عليك إرتداء قبعة قوية لذلك لن يشكل شعرك هذا مشكلة |
bu yüzden lanet tahtaları kırmayı öğrenmeyeceğiz. | Open Subtitles | لذلك لن نتعلّم كيفية كسر الألواح اللعينة |
bu yüzden nihai kararımızı önümüzdeki hafta sonuna doğru açıklayacağız. | Open Subtitles | لكني أرى أننا نحتاج مزيداَ من الوقت للتشاور لذلك لن نصرح بقرار آخير حتى وقت لاحق في هذا الأسبوع |
14 yaşın altında olduğu aşikar, bu yüzden de veri tabanında olmayacaktır. | Open Subtitles | انه بالكاد اقل من 14 عام لذلك لن يكون على قاعدة البيانات اى معلومات عنه |
bu yüzden ondan vazgeçemezsin kendin de. | Open Subtitles | لذلك لن تستطيع التخلي عنه أبداً أو عن نفسك |
- ... bu yüzden, bu seferlik sayıca üstünmüşsünüz. | Open Subtitles | لذلك لن يفوقك عدد النساء، لمرة واحدة أي رِجال؟ |
ve kurnazca saklanmış, böylece yarış arabası gibi gözükmüyor. | Open Subtitles | والمميزة فى شكلها لذلك لن تبدو وكأنها سيارة سباق. |
Belki O'na biraz Spanish fly veririm böylece kalabalığın önünde onlara pis AiDS'ini bulastırmada sorun yaşamaz. | Open Subtitles | وسوف أحرص على أن يكون هذا الرجل مصاباً بالأيدز لذلك لن يكون لديه مشكلة في أغتصابهم امام العامة |
böylece neden senden ya da bizden iki tane olduğunu kimse merak etmeyecek. | Open Subtitles | لذلك لن يتسائل الناس لماذا يوجد اثنين منك أو نحن نتسكع |