"لرفض" - Traduction Arabe en Turc

    • reddetmek
        
    • geri çevirmek
        
    • reddetmesini
        
    • reddi
        
    • talep
        
    • reddetme
        
    • reddetmesinin
        
    • geri çevirmeni
        
    • talebinizi reddetmem
        
    Ama müzakere sırasında, Nazilerin teklifini reddetmek için çok da ütopik olmayan bir başka sebep daha öne sürüldü. Open Subtitles لكن أثناء المناقشة كان هناك سبب مثالي آخر اُقترح لرفض عرض النازيين
    Bizim etik kurulumuz parayı reddetmek için bir nedeni yoktu. Open Subtitles اخلاقياً وجدت اللجنة انه لا يوجد سبب لرفض المال
    Seninle açık konuşacağım. Kredi başvurunu geri çevirmek zorundayız korkarım. Open Subtitles سأكون صريحاً معك، أخشى أننا مضطرين لرفض قرضك
    Kimseye böyle muhteşem bir şansı reddetmesini söylemezdim ama doğru okula gitmek senin için en önemli şey. Open Subtitles لم اكن لأنصح أحد أبدا لرفض فرصة عظيمة ولكن ذهابك للمدرسة المناسبة لكي أهم شيء على الاطلاق
    Fakat bu imgelemeler kadın düşmanlığının reddi mi yoksa dünyanın her tarafında ataerkil sanatta bulunan sapıklığın bir kutlaması mı? Open Subtitles لكن هذه صوراً لرفض من بغض النساء أو أحتفال لبعض المنحرفات الموجودة التي تسيطر عليهم الرجال
    Sayın Yargıç, savunma, iddia mantık dışı olduğundan beraat talep ediyor. Open Subtitles سعادتكم, الدفاع يتحرك لرفض هذه الحالة بشكل غير معقول
    Kiracı istenmeyen konukları reddetme hakkına sahiptir. Open Subtitles المستأجر لديه الحق لرفض الزيارات الغير مرغوب بها
    İyice araştırdım ve bankanın 270 milyon dolarlık kredi vermeyi reddetmesinin sebebi şirketimizle alakalı herhangi bir usulsüzlük değil. Open Subtitles لقد درستها, والسبب لرفض البنك دفع 270 مليون ليس لأن مبنانا لديه أية تجاوزات,
    Öyleyse isteğimi geri çevirmeni gerektirecek bir sebep yok. Open Subtitles إذن فلا يوجد سبب لرفض طلبي
    - Kasıtlı olarak bunu yapışınız bu talebinizi reddetmem için bana yeterli sebebi sunuyor... Open Subtitles لقد كنت تقامرين على الوقت، أيّتها المحامية ممّا يعطيني سبب أكثر من كافٍ لرفض هذا المقترح
    Şubatta, Kansas Temsilciler Meclisi işletmelerin eşcinsellere hizmeti reddetmek için, dini özgürlüğü sebep olarak kullanım tasarısını oylamaya sundu. TED في فبراير، طرح مجلس نواب كانساس مشروع قانون للتصويت يمكن أن يسمح بشكل جوهري لمؤسسات قطاع الأعمال باستخدام الحرية الدينية كسبب لرفض خدمات المثليين.
    Bayan McNeal, evlenme teklifinizi reddetmek zorundayım. Open Subtitles آنسة "مكنيل"، للأسف أنا مضطر لرفض طلبك للزواج.
    Kefalet talebini reddetmek için yeterli gerekçe var... Open Subtitles ثمة سببٍ مقنع لرفض الإفراج بكفالة
    Hayir, burada çalismaya devam edeceksem yarin sabah ilk isim Gruber Ilaç Sanayi'ye gidip tekliflerini reddetmek olacak diye. Open Subtitles لا .. لأنني إن كنتُ سأعمل هنا فأول ما سأفعله صباح الغد " هو الذهاب إلى شركة " غروبر للأدوية لرفض عرضهم
    Hayır, burada çalışmaya devam edeceksem yarın sabah ilk işim Gruber İlaç Sanayi'ye gidip tekliflerini reddetmek olacak diye. Open Subtitles لا .. لأنني إن كنتُ سأعمل هنا فأول ما سأفعله صباح الغد " هو الذهاب إلى شركة " غروبر للأدوية لرفض عرضهم
    Ama su anda adamı geri çevirmek için iyi bir nedenim yok. Open Subtitles لكني ما كان عندي سبب جيد لرفض المهمه الآن
    O kadar parayı geri çevirmek için deli olman gerek. Open Subtitles أنت يجب أن تكون مجنوناً لرفض كل ذلك المال.
    Bu yüzden de kurul, şartlı tahliyeyi reddetmesini bekliyor. Open Subtitles الذي هو كل ما تٌريده اللّجنة لسماعه لرفض إطلاق السراح المشروط
    Bana çok kızdı çünkü ona Robert Martin'in evlenme teklifini reddetmesini söyledim. Open Subtitles كان في شدة الغضب لأني دفعت (هارييت) لرفض طلب (روبرت مارتن) بالزواج منها.
    Küçük bir şartlı tahliye reddi hediyesi. Devam et ve aç onu. Open Subtitles خذ هدية صغيرة لرفض أطلاق سراحك
    Suçlamaların düşürülmesinin talep edildiği. Open Subtitles فيما يخص طلبك لرفض القضية, سأقوم بالموافقة عليه
    Meclis her gemiye Saylon veya Saylon teknolojisi girişini reddetme yetkisi verdi. Open Subtitles المجلس منح كل سفينة الحق لرفض تواجد ونبذ أي سيلونز أو تقنية سيلونز على سُفُنهم
    Andy'nin beni reddetmesinin mantıklı bir sebebi olduğunu biliyordum. Open Subtitles أعلم فقط أنه لابد من وجود سبب منطقي لرفض (آندي) لي.
    Öyleyse isteğimi geri çevirmeni gerektirecek bir sebep yok. Open Subtitles إذن فلا يوجد سبب لرفض طلبي
    - Kasıtlı olarak bunu yapışınız bu talebinizi reddetmem için bana yeterli sebebi sunuyor... Open Subtitles لقد كنت تقامرين على الوقت، أيّتها المحامية ممّا يعطيني سبب أكثر من كافٍ لرفض هذا المقترح

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus