| Bunun için çok çalıştın. Benim ihtiyacım yok. | Open Subtitles | .أنت من هو يهدم الأمر .أنا لستُ بحاجةٍ إليك |
| Çünkü şu an burada dururken, seni öldürmeye ihtiyacım yok. | Open Subtitles | لأنّني واثق وثوقي بوقوفي هنا أنّني لستُ بحاجةٍ لقتلك |
| Hayır seni öldüreceğim, öldürmeliyim. Sadece buna ihtiyacım yok. | Open Subtitles | لا، سأقتلك، عليّ ذلك إلاّ أنّي لستُ بحاجةٍ لذلك |
| - Sana o hastanedeki politik belirsizliği anlatmama gerek yok sanırım. | Open Subtitles | لستُ بحاجةٍ لتذكيركـِ فيما يخصُ الوضع السياسي الحرج لمركزِ المحاربينَ القدامى |
| Kanun dersi vermenize gerek yok. | Open Subtitles | لستُ بحاجةٍ لإخبارك عن كيفية سير القانون |
| Kanıtlanmamış, çılgınca bir test yapmak için iznine ihtiyacım yok. | Open Subtitles | لستُ بحاجةٍ لموافقتك للقيامِ بأحد علاجاتي المجنونةِ الخلافيّة |
| Beni sürekli takip edecek bir korumaya ihtiyacım yok. | Open Subtitles | لستُ بحاجةٍ لحارسٍ شخصي. فأنا لستُ في الخامسة عشرة. |
| O boka ihtiyacım yok. | Open Subtitles | لستُ بحاجةٍ لهذه القذارة يا ابنَ العم |
| Ama benim bu adamı gözlem altına almak için izne ihtiyacım yok. | Open Subtitles | "ولكنّني لستُ بحاجةٍ لإذن كي أراقب هذا الرجل" |
| Bu saçmalığa ihtiyacım yok. | Open Subtitles | أنا لستُ بحاجةٍ لهذا الهراء. حقاً. إنه فقط... |
| Onu görme ihtiyacım yok; inanmam yeter. | Open Subtitles | لستُ بحاجةٍ لرؤيتِه بل أن أصدّق بوجوده. |
| Tatlım, yardıma ihtiyacım yok. | Open Subtitles | عزيزتي أنا لستُ بحاجةٍ للمساعدة |
| İçini görmeye ihtiyacım yok. | Open Subtitles | لستُ بحاجةٍ لأرى ما يجري في الدّاخل. |
| İçeride bir adamım var. Sana ihtiyacım yok. | Open Subtitles | لديّ شخصٌ من الداخل لستُ بحاجةٍ إليكِ |
| Hayır, o kadar büyük odaya ihtiyacım yok. | Open Subtitles | لا، لستُ بحاجةٍ لكل تلك المساحة. |
| Ben... Kendi hakkımdaki şeyleri bilmek için bir kitaba ihtiyacım yok. | Open Subtitles | أنا لستُ بحاجةٍ لكتاب، حتى أعرف طبيعتي. |
| Senin derslerine ihtiyacım yok. | Open Subtitles | لستُ بحاجةٍ أن تعظني. |
| Senin yardımına ihtiyacım yok. | Open Subtitles | لأنني لستُ بحاجةٍ لمساعدتك. |
| Süslü arabalara gerek yok. Otobüse atladım, seni masraftan kurtardım. | Open Subtitles | لستُ بحاجةٍ إلى سيارات لقد استقلّيتُ الباص، ووفّرتُ عليكَ بعضَ المال |
| Ondan hızlı koşmama gerek yok, seni geçsem yeter bana. | Open Subtitles | لستُ بحاجةٍ لأن أسبقه إنما أريد أن أسبقكَ أنت |
| Her şey ortada. Göstermeme gerek yok, değil mi Albay? | Open Subtitles | ربما لستُ بحاجةٍ لأُعلمكَ بما هو بيّن أليس كذلكَ حضرة العقيد ؟ |