"لسرقة" - Traduction Arabe en Turc

• çalmak için
• çalma
• soymak
• soymaya
• çalmayı
• hırsızlığı
• hırsızlığından
• çalıp
• soygun
• çalalım
• çalmanın
• çalması için
• çalmaktan
• soygunu
• hırsızlık

Ama genellikle açığa çıkmayan şey... ...paravan şirketlerin, yoksul ülkelerden... ...büyük miktarlarda parayı, dönüşümsel büyük miktarlarda parayı... ...çalmak için nasıl kullanıldıkları.
ولكن ما لا يأتي عادة للضوء كيف تستخدم شركات شل لسرقة مبالغ ضخمة من المال، تحويلي مبالغ من المال، من البلدان الفقيرة.

"SG-2, Ölçü Taşı'nı çalmak için 2. geçidi kullandı" mı demek istiyorsun?
أتقولين أن إس جي 2 إستخدم البوابة الثانيه لسرقة محك الذهب ؟

Yasadışı nükleer teknoloji çalma planının çıkmaza girmesinden nefret etmiyor musun?
ألا تمقت أن تواجه خطتك لسرقة تقنية نووية غير قانونية عقبة؟

Ağabeyinin beni soymak istediğinden kesin eminim, bankadan elmaslarla birlikte ayrıldıktan sonra.
أنا واثق يعني أخيك لسرقة لي، عندما غادرت البنك مع الماس بلدي.

Çalışkan insanları gözü kapalı soymaya çalışan Michael Douglas/Gordon Gekko olmak isteyen piç kuruları.
مايكل دوغلاس، جوردن جيكو يريدون ان يصبحون اولاد حرام يعملون بجد لسرقة الناس الذين يعملون بجد

Ve Golitsyn yarın geceki davet esnasında kalan kısmı elçilikten çalmayı planlıyor.
يخطط جوليتسن لسرقة هذا النصف من السفارة خلال حفل الاستقبال غدا بالسفارة

Ajan Bir Kraliyet Mücevherlerini çalmak için bir entrika döndüğüne inanıyordu.
الآن, العميل واحد كان يؤمن بأنه يوجد مؤامرة لسرقة المجوهرات الملكية

Neden Lord Waeng buffaloları çalmak için çete kiralasın ki?
لماذا يتاجر اللورد وينج عصابة لسرقة مواشينا ؟ ؟ ؟

Bir kadının sizi tavşan ayağını çalmak için tutuğunu biliyoruz.
. . نحن نعرف أن احدهم اسئجرك لسرقة قدم الأرنب

Bunca yıllık araştırmamı çalmak için gelmediğinize emin olmam gerekiyordu.
كنت بحاجة للتأكد انكم لستم هنا لسرقة سنواتى من البحث

Sonra her şeyi gözden geçirdim. Bu da tacı çalmak için zamanın yoktu.
كنت حريصاً بصالة العرض وهذا يعني أنه لم يكن لديك وقت لسرقة التاج

Büyürken, komşuların sahte elektrik aboneliği alma ya da enerji çalma hikâyeleri bana normal geliyordu.
خلال نشأتي، كانت قصص الجيران الذين يملكون حسابات طاقة وهمية أو يضطرون لسرقة الطاقة تبدو أمرًا عاديًا لي.

Bir tekel dükkanı soymak için böyle bir ateş gücüne ihtiyacın yoktur.
لا، أنتِ لا تحتاجي ذلك النوع من القوة النارية لسرقة محل كحول.

Bu sabah, New York'daki federal bankayı soymaya gelen dört silahlı soyguncunun dehşet saçtığı ihbarını alan polis, derhal olay yerine intikal etti.
تم استدعاء الشرطة مما يمكن وصفه بمشهد رهيب لعدة سادة ذهبوا لسرقة أول مصرف فيدرالي

Ve benim düşünceme göre, bu Simms Kırım altınını çalmayı planlıyor olabilir mi?
هذا ما حدث، هل من الممكن أن يكون سيمز هذا يخطط لسرقة ذهب كريميا

At hırsızlığı suçundan hepiniz tutuklusunuz. Silahlarınızı atın.
أنتم جميعا رهن الإعتقال لسرقة الخيول ألقوا أسلحتكم

Sürü hırsızlığından bir Bushmen yakalamışlar.
انهم يقولون انهم القبض على البوشمان القليل لسرقة الأوراق المالية.

3.000 yıllık bir mumyayı çalıp yakmalarına yardım etmemiz dışında tabii.
عدا الجزء الذي ساعدناهم فيه لسرقة مومياء بعمر 3000 سنة وحرقها.

16 yıI önce Deer Adası'nda soygun yüzünden iki yıI yattım.
منذ ستة عشر سنة, سجنت لمدة سنتين لسرقة في رود آيلند

Pekala, çocuklar, gidip kraliyet ünvanı çalalım.
حسناً ، يا رفاق دعونا نذهب لسرقة لقب ملكي

Bu arada sen, Harry ve bendeniz ejderhayı çalmanın bir yolunu bulmaya çalışacağız.
وأثناء ذلك أنت وهارى وبالطبع أنا سندبر طرق ووسائل لسرقة التنين

Aynı zamanda onu kiraladın ve teknolojik devrimleri çalması için görevlendirdin.
نحن نعلم أيضاً أنك قمتَ باستئجاره لسرقة برامج تقنية بالنيابة عنك

40 dolar çalmaktan 8 yıI ve yüz kızartıcı suçtan ihraç mı alıyorsun?
أنك أخذت عقوبة ثمان سنوات وعقوبة الفصل لسرقة 40 دولار.

Pislik herif, bu soygunu sen planladın, o ilk günden beridir de bize kazık atmak niyetindeydin.
. أيُها الوغد , لقد خططت لسرقة المال و لقد خططت لخيانتنا . من أول يوم

Evet, biri hırsızlık yapmak için eve girer emlakçı ona engel olur.
أجل شخص يذهب إلى هناك لسرقة المكان والوكيل العقاري يدخل في الطريق