Bir gece, sırtüstü yatarken telefondan bir blog yazmak istedim. nasıl tepki vermem gerektiğiyle ilgili olacaktı. | TED | وفي إحدى الليالي، عندما كنت مستلقياً على ظهري، تلمست هاتفي لأقوم بكتابة مدوّنة، كمحاولة لشرح كيف سأستجيب. |
Bu kitap Collier'ın nasıl başarılı olacağının planı. | Open Subtitles | هذا الكتاب عباره عن مخطط لشرح كيف ان كوليير سوف ينجح |
İngilizlerin burayı nasıl öğrendiğine dair daha iyi bir açıklamam yok... | Open Subtitles | لم يكُن لدي طريقة أفضل لشرح كيف أستفاد .الجنود البريطانيون من هذا |
Ona zarar verirsen,yetkilere açıklamak zorundasın buraya nasıl girdiği hakkında. | Open Subtitles | إذا كنت تؤذي لها، ثم سيكون لديك لشرح كيف حصلت هنا في المقام الأول، |
NYPD bir saat içerisinde yapacak olduğu basın toplantısında cinayet aletini nasıl bulduklarını açıklayacak... | Open Subtitles | ومن المقرر ان تقوم شرطة نيويورك بعقد مؤتمر في غضون ساعة لشرح كيف اكتشفوا سلاح الجريمة فقط |
İşte daha büyük bir atılım: Matematiksel düğüm teorisi, ilk olarak 1771 yılında konum geometrisini açıklamak için geliştirildi ve 20. asrın sonunda DNA'nın kendisini kopyalama sürecinde nasıl açıldığını tarif için kullanıldı. | TED | وهنا قفزة نوعية: نظرية العقدة الرياضية ، أول تطوير لها حوالي عام 1771 لوصف وضع الهندسة استخدمت في القرن العشرين لشرح كيف المورثات تترابط مع بعضها أثناء عملية النسخ المتماثل |
Yani konuştuğumuz şey, bilgisayarın televizyonu nasıl alt ettiği ya da atom bombasının icadının neden yazar grevine yol açtığı? | TED | لذلك فالوقت مناسب جدا لشرح كيف أن الكمبيوتر تغلب على التلفاز. أو كيف أن اختراع القنبلة الذرية أطلق قوى أدت بدورها للإضراب العام للكتاب. |
1933'de Berlin'de çekilen bu sinema filmi hâlâ tarih ders kitaplarında Nazilerin Alman olmadıklarını varsaydıkları eserleri nasıl yaktıklarını örneklemek için zaman zaman kullanılıyor. | TED | لا تزال هذه الصورة الحية، التي حدثت في برلين عام 1933، تُستخدم أحيانًا في مناهج التاريخ لشرح كيف قام النازيون بحرق الأعمال التي اعتبروها غير ألمانية. |
Ruhun nasıl yıkanabilir bir şey olduğunu açıklamak uzun bir zaman alacaktır, fakat Rattray bunun bir din olduğunu biliyordu çünkü işin içinde ruhlar vardı. | TED | يستغرق الأمر فترة طويلة لشرح كيف أن الروح هي عبارة عن شيء يمكن غسله، ولكن "راتراي" علم أن هذا هو الدين. لأن الأرواح كانت جزء من ذلك. |
Aynen. Troy'un nasıl öldürüldüğünü gösteren ufak bir canlandırma hazırladım. | Open Subtitles | بالضبط، قمت بمحاكاة صغيرة لشرح كيف قُتل (تروي). |