Ve benim için size burada ilk defa gösterebiliyor olmak muhteşem bir onur. | TED | و انه لشرف عظيم بالنسبة لي ان استطيع ان اقدمه لكم هنا اولا |
Bugün size Dijital Evreni sunuyor olmak benim için bir onur. Bu insanlık için nerede olduğumuzu görebilelim diye yapıldı. | TED | إنه لشرف عظيم اليوم أن أقدم لكم الكون الرقمي، الذي تم صنعه للبشرية حتى يروا حقيقة أين نحن في الكون. |
Burada olup şehirlerin geleceği hakkında konuşmak, Şehirler hakkında konuşmak büyük bir onurdur. | TED | انه لشرف كبير أن أتواجد هنا لأتحدث عن المدن لأتحدث عن مستقبل المدن |
Miller, dostum, bu bar gezisinde seninle birlikte olmak bir onurdur. | Open Subtitles | ميلر , إنه لشرف أن أكون معك في زحف الحانة هذا |
onur duydum, efendim, ve sizinle tanışmak bir şeref, Bay Poirot, gerçi sizi burada ilgilendirecek pek fazla bir şey olduğunu sanmıyorum. | Open Subtitles | انه لشرف لنا يا سيدى وهو شرف ايضا ان اقابلك سيد بوارو رغم اننى لا اجد الكثير مما قد يثير اهتمامك هنا |
Memnun oldum, efendim. Tanıştırayım Bayan Lathrop. Bay Başkan. | Open Subtitles | أنه لشرف لى، يا سيدى هل لي أن أقدّم السّيدة لاثروب سّيدى الرئيس |
İyiliksever ve cesur doktorumuzun eşi ile tanışma şerefine nail olmak büyük zevk. | Open Subtitles | إنه لشرف عظيم بمعرفة زوجة طبيبنا الطيب والشجاع. |
İki Elmas ödülünü kazananı açıklamak benim için bir şereftir. | Open Subtitles | إنه لشرف عظيم لي بأن أعلن أن الفائز بجائزة الماستين هو |
Seçilmiş kişinin, annesi ve kardeşiyle tanışmak büyük bir onur. | Open Subtitles | إنه لشرف عظيم أن نقابل أم و أخ الشخص المختار |
Seninle tanışmanın büyük bir onur olduğunu söylemek istedim sadece. | Open Subtitles | حسنا، أريد فقط أن أقول، لشرف لي أن ألتقي بك. |
Fransa bu bilim çiftine bilime ve insanlığa yaptıkları hizmetin karşılığında büyük onur bahşetmeyi uygun görüyor. | Open Subtitles | فرنسا ترى أنه من المناسب أن تضفي الزوجين العلمي الشهير لشرف عظيم حقا في مكافأة لخدماتهم بالعلم وللبشرية. |
Sizi Grand Metropolitan'da ağırlamak bizim için çok büyük bir onur. | Open Subtitles | انه لشرف كبير أن نستضيفك في فندق غراند متروبوليتان |
Yüzünde bu çizmelerin bulunması onurdur. | Open Subtitles | لم لا، إنـه لشرف لك أن تبقـى أحذيتي في وجهك |
Bu doğru! Onlar için, savaşta ölmek bir onurdur! Abd-El Kerim, liderleri. | Open Subtitles | هؤلاء الأشخاص موجودون فقط لشرف الموت في المعركة |
Lordum... Bu muhteşem bir şeref, ama belki de bu göreve layık değilim. | Open Subtitles | مولاي، إن هذا لشرف عظيم قد لا أكون مستحقـًا له |
Çekmek şeref verecek. Şu telefondan sonra. | Open Subtitles | انه لشرف كبير أن أخلعه وسوف أقوم بذلك بعد أن أرد علي هذه المكالمه |
şeref duyarım, ama freskolar konusunda yeterli değilim. | Open Subtitles | إنه لشرف لي .. لكنني لست جيداً بما يكفي لطلاء النماذج الجيرية. |
Lord Julien, sonunda sizinle tanıştığıma Memnun oldum. | Open Subtitles | اللورد جوليان، اخيرا انه لشرف لي ان اتعرف بك |
Ekselansları, sizi babamın sarayında ağırlamak büyük bir onur ve zevk. | Open Subtitles | الحوار بالأسبانية: صاحب السمو.. إنه لشرف عظيم وسعيد أن أرحب بك في بلاط والدي |
Birleşik Devletler başkanıyla aynı yolda yürümek bir şereftir. | Open Subtitles | إنه لشرف أن تكون مع رئيس الولايات المتحدة. |
Ashur, çocuğun Kara Akrepler'e... katılma onuru için yarışma iznini reddetti. | Open Subtitles | اشور ترفض السماح للصبي المنافسة لشرف الانضمام الى العقارب السوداء |
Ölenlerin anısına değil sadece, özgürlüklerinin tadını çıkarabilenlerin de şerefi adına. | Open Subtitles | لس فقط تخليداً لذكرى من سقطوا.. بل تكريماً لشرف من نجوا للاستمتاع بحريتهم |
Kendi refahına kayıtsız kalsan da bu İngiliz hanımın şerefine biraz ilgi gösterebilirsin. | Open Subtitles | قد لا تبالي بحياتك لكن ربما لديك بعض المبالاة لشرف هذه السيدة الإنكليزية |
Honor St. Raven'i kapının arkasında neyi beklediğini asla öğrenemeyecek olmam trajik değil mi? | Open Subtitles | كيف مأساوية هو أنا لن نعرف أبدا ما كان ينتظر لشرف سانت الغراب على الجانب الآخر من هذا الباب؟ |
Bir zamanlar verimli bir iş geçmişimizin onuruna konuyu bir daha konuşalım. | Open Subtitles | لشرف علاقتنا التي كانت كانت ذات مرة مثمرة لنصلح الأمور من جديد |
Koç Fulmer, sizinle iş yapmak bir zevkti. | Open Subtitles | ايها المدرب فولمر انه لشرف لي القيام بأعمال معك |
Burada olmak bir şerefti, çok teşekkür ederim. | TED | إنه لشرف أن أكون هنا، أشكركم جزيلا |
Dünyadaki biyoçeşitlilik merkezlerinden bir tanesi olan, Hint Okyanusu'ndaki Mascarene Adaları'nda çalışıyor olmak benim için büyük bir ayrıcalık. | TED | إنه لشرف كبير بالنسبة لي العمل بإحدى أغنى مناطق التنوع البيولوجي بالعالم: جزر ماسكارين بالمحيط الهندي. |
Çok teşekkürler. Burada olmak bir onurdu. | TED | أشكركم كثيرًا. إنه لشرف لي أن أكون هنا. |