"لشرف" - ترجمة من عربي إلى تركي

• onur
• onurdur
• şeref
• Memnun
• zevk
• şereftir
• onuru
• şerefi
• şerefine
• Honor
• onuruna
• zevkti
• şerefti
• ayrıcalık
• bir onurdu

Ve benim için size burada ilk defa gösterebiliyor olmak muhteşem bir onur.
و انه لشرف عظيم بالنسبة لي ان استطيع ان اقدمه لكم هنا اولا

Bugün size Dijital Evreni sunuyor olmak benim için bir onur. Bu insanlık için nerede olduğumuzu görebilelim diye yapıldı.
إنه لشرف عظيم اليوم أن أقدم لكم الكون الرقمي، الذي تم صنعه للبشرية حتى يروا حقيقة أين نحن في الكون.

Burada olup şehirlerin geleceği hakkında konuşmak, Şehirler hakkında konuşmak büyük bir onurdur.
انه لشرف كبير أن أتواجد هنا لأتحدث عن المدن لأتحدث عن مستقبل المدن

Miller, dostum, bu bar gezisinde seninle birlikte olmak bir onurdur.
ميلر , إنه لشرف أن أكون معك في زحف الحانة هذا

onur duydum, efendim, ve sizinle tanışmak bir şeref, Bay Poirot, gerçi sizi burada ilgilendirecek pek fazla bir şey olduğunu sanmıyorum.
انه لشرف لنا يا سيدى وهو شرف ايضا ان اقابلك سيد بوارو رغم اننى لا اجد الكثير مما قد يثير اهتمامك هنا

Memnun oldum, efendim. Tanıştırayım Bayan Lathrop. Bay Başkan.
أنه لشرف لى، يا سيدى هل لي أن أقدّم السّيدة لاثروب سّيدى الرئيس

İyiliksever ve cesur doktorumuzun eşi ile tanışma şerefine nail olmak büyük zevk.
إنه لشرف عظيم بمعرفة زوجة طبيبنا الطيب والشجاع.

İki Elmas ödülünü kazananı açıklamak benim için bir şereftir.
إنه لشرف عظيم لي بأن أعلن أن الفائز بجائزة الماستين هو

Seçilmiş kişinin, annesi ve kardeşiyle tanışmak büyük bir onur.
إنه لشرف عظيم أن نقابل أم و أخ الشخص المختار

Seninle tanışmanın büyük bir onur olduğunu söylemek istedim sadece.
حسنا، أريد فقط أن أقول، لشرف لي أن ألتقي بك.

Fransa bu bilim çiftine bilime ve insanlığa yaptıkları hizmetin karşılığında büyük onur bahşetmeyi uygun görüyor.
فرنسا ترى أنه من المناسب أن تضفي الزوجين العلمي الشهير لشرف عظيم حقا في مكافأة لخدماتهم بالعلم وللبشرية.

Sizi Grand Metropolitan'da ağırlamak bizim için çok büyük bir onur.
انه لشرف كبير أن نستضيفك في فندق غراند متروبوليتان

Yüzünde bu çizmelerin bulunması onurdur.
لم لا، إنـه لشرف لك أن تبقـى أحذيتي في وجهك

Bu doğru! Onlar için, savaşta ölmek bir onurdur! Abd-El Kerim, liderleri.
هؤلاء الأشخاص موجودون فقط لشرف الموت في المعركة

Lordum... Bu muhteşem bir şeref, ama belki de bu göreve layık değilim.
مولاي، إن هذا لشرف عظيم قد لا أكون مستحقـًا له

Çekmek şeref verecek. Şu telefondan sonra.
انه لشرف كبير أن أخلعه وسوف أقوم بذلك بعد أن أرد علي هذه المكالمه

şeref duyarım, ama freskolar konusunda yeterli değilim.
إنه لشرف لي .. لكنني لست جيداً بما يكفي لطلاء النماذج الجيرية.

Lord Julien, sonunda sizinle tanıştığıma Memnun oldum.
اللورد جوليان، اخيرا انه لشرف لي ان اتعرف بك

Ekselansları, sizi babamın sarayında ağırlamak büyük bir onur ve zevk.
الحوار بالأسبانية: صاحب السمو.. إنه لشرف عظيم وسعيد أن أرحب بك في بلاط والدي

Birleşik Devletler başkanıyla aynı yolda yürümek bir şereftir.
إنه لشرف أن تكون مع رئيس الولايات المتحدة.

Ashur, çocuğun Kara Akrepler'e... katılma onuru için yarışma iznini reddetti.
اشور ترفض السماح للصبي المنافسة لشرف الانضمام الى العقارب السوداء

Ölenlerin anısına değil sadece, özgürlüklerinin tadını çıkarabilenlerin de şerefi adına.
لس فقط تخليداً لذكرى من سقطوا.. بل تكريماً لشرف من نجوا للاستمتاع بحريتهم

Kendi refahına kayıtsız kalsan da bu İngiliz hanımın şerefine biraz ilgi gösterebilirsin.
قد لا تبالي بحياتك لكن ربما لديك بعض المبالاة لشرف هذه السيدة الإنكليزية

Honor St. Raven'i kapının arkasında neyi beklediğini asla öğrenemeyecek olmam trajik değil mi?
كيف مأساوية هو أنا لن نعرف أبدا ما كان ينتظر لشرف سانت الغراب على الجانب الآخر من هذا الباب؟

Bir zamanlar verimli bir iş geçmişimizin onuruna konuyu bir daha konuşalım.
لشرف علاقتنا التي كانت كانت ذات مرة مثمرة لنصلح الأمور من جديد

Koç Fulmer, sizinle iş yapmak bir zevkti.
ايها المدرب فولمر انه لشرف لي القيام بأعمال معك

Burada olmak bir şerefti, çok teşekkür ederim.
إنه لشرف أن أكون هنا، أشكركم جزيلا

Dünyadaki biyoçeşitlilik merkezlerinden bir tanesi olan, Hint Okyanusu'ndaki Mascarene Adaları'nda çalışıyor olmak benim için büyük bir ayrıcalık.
إنه لشرف كبير بالنسبة لي العمل بإحدى أغنى مناطق التنوع البيولوجي بالعالم: جزر ماسكارين بالمحيط الهندي.

Çok teşekkürler. Burada olmak bir onurdu.
أشكركم كثيرًا. إنه لشرف لي أن أكون هنا.