Uyuşturucu satıcısı telefonu ve gazeteci bilgisayarı diye bir şey yok. | TED | لا يوجد هاتف مخصص لمروج مخدرات او حاسب محمول مخصص لصحفي. |
Bir çok kişi ellerinde tek kalan bu şişeyi gazeteci için açma zahmetine girmiyor, can atmıyor. | TED | ليس هناك الكثبر من الناس الذين يتطلعون الى فتح زجاجة النبيذ الوحيدة المتبقية لديهم لصحفي |
Şey, süper araştırmacı bir gazeteci olarak, cahil kalmışsın diyebilirim. | Open Subtitles | حسناً، بالنسبة لصحفي إستقصائي أنت جاهل بشكل محزن |
Doğru ellerde olacak. Uluslararası iş bülteninde tanıdığım bir muhabire verdim. | Open Subtitles | هذا ما سيحدث، منحتها لصحفي اعرفه بمجال الصحافة الإقتصادية |
Soruşturma jürisinin önüne çıkması için bir muhabire celp gönderiyorlar. | Open Subtitles | هذا استدعاء لصحفي كي يمثل أمام هيئة محلفين. |
Benim gibi eski bir muhabir için belki "evet" demektir. | Open Subtitles | ربما تعني نعم بالنسبة لصحفي سابق عجوز مثلي |
Yani dosyalarını çalması için üçüncü sınıf bir gazeteciye ihtiyacın var. | Open Subtitles | إذن أنت بحاجة لصحفي من الدرجة الثالثة لمساعدتك على استعادة أبحاثك |
Zorla girip aldık diyebiliriz. Hoş görülebilir gazeteci davranışı. | Open Subtitles | اقتحمنا منزله نوعًا ما وأخذناها قانون السبب المحتمل لصحفي |
Bir gazeteci için kaynağını kaybetmek kötü bir durumdur ama belki boş boğazlık edebilirim. | Open Subtitles | إنه لعمل سيء بالنسبة لصحفي أن يقوم بالإفصاح عن مصدره لكن رُبما يُمكنني تعويضك عن ذلك الطيش |
Bir gazeteci olarak bu yeraltı tünellerinden geçmek | Open Subtitles | بالنسبة لصحفي مجرد المرور عبر هذه الأنفاق تحت الأرض |
Orta Amerika'daki bir Amerikan gazeteci Gandi'nin Porbandar'da doğduğunu nasıl öğrenir? | Open Subtitles | كيف يمكن لصحفي أمريكي iبوسط أمريكا أن يعرف أن غاندي ولد في بورباندار؟ |
Ramparts'tan radikal bir gazeteci nasıl oldu da CBS'te çalışmaya başladı? | Open Subtitles | (كيف لصحفي راديكالي مثلك من مجلة (رامبارتز ينتهي به الحال في شبكة (سي بي اس)؟ |
Ramparts'taki radikal bir gazeteci CBS'te nasıl çalışmaya başladı? | Open Subtitles | (كيف لصحفي راديكالي مثلك من مجلة (رامبارتز ينتهي به الحال في شبكة (سي بي اس)؟ |
Kendimi beş para etmez bir muhabire açıklamaya ne zamanım, ne de sabrım var? | Open Subtitles | لا أملك الوقت ولا الصبر لأشرح تصرفاتي لصحفي متواضع. |
O'na bir delikte yer ayrıttım, bir muhabire de Waldorf'a doğru yola çıktığını sızdırdım. | Open Subtitles | حجزتُ له في فندق "وستر"، و سرّبتُ لصحفي اشاعات أنه متّجه إلى فندق "ويلدروف" |
O'na bir delikte yer ayrıttım, bir muhabire de Waldorf'a doğru yola çıktığını sızdırdım. | Open Subtitles | حجزتُ له في فندق "وستر"، و سرّبتُ لصحفي اشاعات أنه متّجه إلى فندق "ويلدروف" |
Yazılmasını istemediğin bir hikâye istiyorsan muhabire söylemeyeceksin. | Open Subtitles | لا تريد لقصة أن تنُشر لا تقصها لصحفي |
Ama bunu gidip Sunday Times'dan bir muhabire söyleme. | Open Subtitles | ولكن لا تقولي هذا لصحفي في صحيفة "صن دي تايمز" |
Bu durumda bir muhabir olarak son derece müsaidim. | Open Subtitles | في هذه الحالة، هذا وقت جيّد للغاية وبالأخص لصحفي |
Toy bir muhabir olarak patronun odasına fazla geliyorsun. | Open Subtitles | كما تعرف، بالنسبة لصحفي "شبل"، غالباً ما تميل للدخول إلى عرين الأسد. |
Sarhoşken dediklerimi kayda almasına ısrar ettiğim bir gazeteciye bu karakol ile ilgili söylediklerimden. | Open Subtitles | من اشياء قلتها عن هذه الدائره لصحفي , وانا سكران يصر على تسجيل كلامي |
Bir gazeteciye bilgi sızdırdı. | Open Subtitles | لقد سربت المعلومات لصحفي |