| Bakar mısın, bana ve arkadaşıma birer tane daha getirir misin? | Open Subtitles | بعد إذنك، هل يمكنك أن تحضر لنا دورة أخرى لصديقي ولي |
| arkadaşıma yardım etme pahasına bacaklarımın kesilmesine izin veremem. | Open Subtitles | لا أريد أن تقطع رجلي فقط لأني أسدي خدمة لصديقي |
| arkadaşım ve benim sepetli arabanı alma şansı ne acaba? | Open Subtitles | هل من فرصةٍ لي و لصديقي لاستعارة سلّتكَ ذاتِ العجلات؟ |
| arkadaşım Violet adına özür dilemek istiyorum biraz geç kalacakmış. | Open Subtitles | أريد أن أعتذر لصديقي البنفسج، هي تمضي متأخرا بعض الشيء. |
| Şey, aslında, ben değil, buradaki genç dostum Jonathan. | Open Subtitles | في الحقيقة ليس انا بل لصديقي الصغير جوناثان |
| arkadaşımın arkadaşının çocuğu cüceydi. | TED | ثمّ، صديقة مقرّبة لصديقي أنجبت طفلة قزمة. |
| dostuma bunu yaşatan kadınla sıkı dost olmanın, harika bir fikir olduğunu düşünüyordum. | Open Subtitles | ظننت أنه من الرائع أن أصبح صديقاً للمرأة التي فعلت ذلك لصديقي. ..عندما |
| Eski bir arkadaşımla karşılaşmak için hazırlanmaya daha çok zamana ihtiyacım var. | Open Subtitles | أنا بحاجة الى مزيد من الوقت للاستعداد و الاستقبال المناسب لصديقي القديم. |
| Fakat arkadaşımı en özel kılan taraf... kaburgalarının arkadaşındakidir... | Open Subtitles | ولكن لصديقي الجزء المميز هو ما وراء ضلوعه انه قلبه |
| İşte arkadaşıma bir saat. | Open Subtitles | حسنا, البيره , تحيا الحياة لحظة بلحظة ساعة ذهبية لصديقي |
| Bırakması o kadar zor ki. Erkek arkadaşıma tedariki çabuk getirmesi için mektup yazacağım. | Open Subtitles | لقد كتبت رسالة لصديقي حتى يعجل بتوفير المؤنة |
| arkadaşıma kalemi kıçına sok diyen... o sert erkeğe ne oldu acaba? | Open Subtitles | هل هذا صوت فتاة صغيرة؟ ماذا حدث للضخم الذي قال لصديقي: خذة و احشرة في مؤخرتك |
| arkadaşıma bir fıçı bira ve gece için bize iki oda lazım. - Yabancılar. | Open Subtitles | أحضر قدحاً لصديقي ونريد غرفتين من أجل قضاء الليلة |
| Meryem, arkadaşıma kuru bir şapka vermeleri için birilerini yollarmısın. | Open Subtitles | ماري أرجوكِ ارسلي شخص ما يعطي لصديقي قبعة جافة |
| Maria, biri arkadaşıma kuru bir şapka getirsin. | Open Subtitles | ماري أرجوكِ ارسلي شخص ما يعطي لصديقي قبعة جافة |
| Fakat arkadaşım Daniel için, yapay zekânın bu sistemlerde hayat değiştirici bir etkisi var. | TED | ولكن بالنسبة لصديقي دانيال، تأثير الذكاء الاصطناعي على تلك الأنظمة هو نقطة تحول. |
| "Bir av seyahatinden sonra arkadaşım Clarence F. Tydon'ı ziyaret ediyordum. | Open Subtitles | كنت في زيارة لصديقي كليرنس ف تايدون بعد رحلة صيد |
| Pekâlâ, gazetedeki resminize baktım ve arkadaşım için... - ...yaptığınız hoşuma gitti. | Open Subtitles | نظرت إلى صورتك في الجريدة وقد أحببت ما فعلته لصديقي |
| Bu arkadaşım Braque'ın. Georges Braque. | Open Subtitles | إنها لصديقي براك ، جورج براك جورج براك رسام فرنسي ولد عام 1882 م |
| Eski bir dostum olan Smythes-Bates'den Bay Randall Tyson'a sıcak bir hoş geldin istiyorum. | Open Subtitles | الآن أيها الصف، أريد منكم أن تقدموا ترحيباً حاراً لصديقي القديم |
| Az önce dostum Shel'e, bu is için yolumuzu açtigimizi anlatiyordum. | Open Subtitles | كنت أقول لصديقي شيل هنا كيف بالفعل أننا أخلينا الطريق لنكون هنا |
| Tamam, bir arkadaşımın. Ama bana kimsenin yaralanmayacağını söyledi. | Open Subtitles | حسناً إنها لصديقي لكنه أخبرني أنه لم يتأذى أي شخص |
| Dublör dostuma bir Virgin Pina Colada bana da bir Cadillac Cabo Wabo margarita. | Open Subtitles | بينا كولادا منزوعة الكحول لصديقي مؤدي المشاهد الخطرة و سآخذ كاديلاك كابو وابو مارجريتا أخرى |
| Önceliğimiz, arkadaşımla çok iyi bir şekilde ilgilenmek. | Open Subtitles | في هذه اللحظة إننا نحتاج رعاية جيدة جدا لصديقي |
| İnsanların arkadaşımı suçlamasını dinlemektense Mandıra'da çalışırım. | Open Subtitles | سأفضّل توزيع الحليب عوض سماع اتهامات لصديقي |