Bir, iki aya kadar normale döner. Derindekiler de 2-3 haftada geçer. | Open Subtitles | ستعود لطبيعتها بعد شهر أو اثنين و جلدك بعد أسبوعين أو ثلاثة |
Temmuzda yaşanan o 2 günün sonrasında köyde hayat normale dönmüştü. | Open Subtitles | بعد هذين اليومين من أيام تموز الحياة في القرية عادت لطبيعتها |
Eğer işler normale dönecekse o zaman normal davranmaya başlamalıyız. | Open Subtitles | لو أنّ الأمور ستعود لطبيعتها فعلينا أن نتصرف على طبيعتنا |
O an söylediği bu şey benim atladığım şeydi; nasılsa bir noktada, hayatım tekrar normale dönecekti. | TED | أخبرتني في تلك اللحظة عن الشيء الوحيد الذي غفلت عنه، وهي أن حياتي ستعود لطبيعتها في نقطة ما. |
Sihir kaybolsun, büyü tersine bozulsun, böylece her şey normal olsun. | Open Subtitles | إلغي السحر الذي أُطلِق هنا و أرجِع التعويذة لتعود الأمور لطبيعتها |
Yetkililer, hatların ne zaman normale döneceğine dair bilgi veremiyordu. | Open Subtitles | وقتها قال المسئول عن مكتب الأتصالات و البريد أنه ليست لديه فكره عن ميعاد عودة الخدمه لطبيعتها |
Üç hafta içinde, beyin kimyanız normale dönecek. | Open Subtitles | و خلال ثلاثة أسابيع ، ستعود كيميائية عقولنا لطبيعتها |
Bir sonraki Noel'de işler normale dönmüştü. | Open Subtitles | مع الكريسماس التالي كانت الأشياء قد عادت لطبيعتها |
Bu rakamların normale döneceğinden kuşkuluyum. | Open Subtitles | انا أشك كثيراً في أن هذه الأرقام ستعود لطبيعتها |
Afganistan'da hayat normale dönüyor | Open Subtitles | الحياة عادت لطبيعتها بعد الحرب في افغانستان |
Yarıyılı beklemek istiyorsun yani, bu sana kalmış, fakat düşündüm ki, her şeyi normale döndürmek için okula dönmen yardımcı olabilir. | Open Subtitles | لو كنت تريد الإنتظار حتى منتصف العام فهذا يعود إليك لكني أعتقدت رجوعك للمدرسة يساعدك على رجوع الأمور لطبيعتها |
Neyse ki gezegenimizin iklîmi zamanla istikrâra kavuştu ve Dünya yavaşça normale döndü. | Open Subtitles | لحسن الحظ، بمرور الوقت، استقّر مناخ كوكبنا وعادت الأرض لطبيعتها ببطء. |
Her şey normale döndüğünde çok sevineceksin herhâlde. | Open Subtitles | أظن انك ستكونى مسرورة ان عادت الأمور لطبيعتها. |
Bunların tamamıyla farklı ve alakasız olgulardan kaynaklanan şeyler olduğunu ve yakında her şeyin normale döneceğini düşünüyoruz. | Open Subtitles | نعتقد ان هذه ظاهره منعزلة ومنفصلة ونتوقع ان تعود كل الامور لطبيعتها قريبا |
İşlerin tekrar normale dönmesi güzel. Oldukları kadar normal işte. | Open Subtitles | مسرور أن الأمور رجعت لطبيعتها تعلمين، طبيعي قدر الأمكان |
Yakında, ama önce, düzenin oturması işlerin normale dönmesi için bir süre beklemen gerek. | Open Subtitles | قريباً، لكن أولاً، يجب أن تنتظري حتي يستتب النظام، وتعود الأمور لطبيعتها. |
Bu biraz zaman alacaktır, ama... Her şey zamanla normale dönecektir. | Open Subtitles | إنكِ تعلمين بأنَّ هذا سيأخذ وقتاً لكن ستعود الأمور لطبيعتها |
İşlerin hayatında normale dönmesi gerek ve seninle kafa bulup senin de bunu bulman kadar normal ne olabilir ki? | Open Subtitles | يجب أن تعودَ الأشياء لطبيعتها في حياتك وما هو الأكثر طبيعيةً من عبثي معك؟ ثمّ اكتشافك الأمر؟ |
Bu olaydan sonra hepimiz alt üst olduk, ama bir süre sonra her şey normale döndü. | Open Subtitles | انهرنا بعد هذا ثم عادت الأمور لطبيعتها في النهاية |
Meteor yağmurunun olduğu gün, burada artık hiçbir şeyin normal olmayacağını anladım. | Open Subtitles | حسناً أدركت يوم حدوث وابل النيازك أن الأمور لن ترجع لطبيعتها أبداً |
Kendisini böceklerden kurtarmadığımız sürece tekrardan eskisi gibi olacağını sanmıyorum. | Open Subtitles | ولا أظنها ستعود لطبيعتها أبداً مالمْ نتخلص من تلكَ الحشرات |
Evet. 90'lar geçti. Cezayir eskiye döndü. | Open Subtitles | نعم ، فترة التسعينات انتهت ، والجزائر عادت لطبيعتها |
Eğer durdurulursa, herşey normal haline dönecek... | Open Subtitles | لو لـم يتـم الإعـلان .. فستعـود الأمور لطبيعتها |
İşlerin, birlikte olmadan önceki hâline dönmesini istiyorum- ...kalp kırıklıkları, sorunlar olmasın; | Open Subtitles | أريد للأمور أن ترجع لطبيعتها قبل أن نبدأ بالمواعدة لا مزيد من الضغينة لا مزيد من المشاكل |