Çok güzel, ama benim sadece bir yatağım var. | Open Subtitles | هذا لطيف جداً ولكن لدى فراش سرير واحد فقط |
Çok güzel, ama benim sadece bir yatağım var. | Open Subtitles | هذا لطيف جداً ولكن لدى فراش سرير واحد فقط |
Oh, bunu söylemen çok hoş. Ama teknik olarak henüz yıldız değilim. | Open Subtitles | حسناً، ذلك لطيف جداً منكِ لكن، فنياً، لستُ حقاً نجماً حتى الأن |
Biz hallederiz. Teşekkürler! Bana ellerinizle yemek yapmanız çok hoş. | Open Subtitles | شكراً يا جماعة لطيف جداً منكم أن تحضرو العشاء المنزلي |
Sonunda Miyaga'da Onagawa köyünde... ...çok iyi bir belediye başkanıyla tanıştım. | TED | وأخيراً التقيت بعمدة لطيف جداً في قرية اوناغاوا في مياجي. |
çok tatlısın ama hiçbir baloyu kocama değişmem. | Open Subtitles | أنت لطيف جداً ولكن لا يوجد أي حفل مزيف يمكنه أن ينسيني زوجي |
Bu lamba yurttaki odanda çok şirin durur. | Open Subtitles | هذا المصباحِ سيكون لطيف جداً في غرفةِ مسكنِكِ. |
Hatta Çok güzel. Çok fazla müzik ve dans. | Open Subtitles | هو لطيف جداً الكثير من الموسيقى والكثير من الرقص |
Homie, bu Çok güzel. Fakat şu an gitmeme imkan yok. | Open Subtitles | هومي، هذا لطيف جداً ..لكني لاأستطيع الذهاب |
Benim oyunumu oynayan birini tanımak Çok güzel. | Open Subtitles | لطيف جداً لمُقَابَلَة شخص ما أخيراً مَنْ يَسْتَطيع ان يلِعْب لعبتِي. |
Benim oyunumu oynayan birini tanımak Çok güzel. | Open Subtitles | لطيف جداً لمُقَابَلَة شخص ما أخيراً مَنْ يَسْتَطيع ان يلِعْب لعبتِي. |
Aslında senin bana verdiğin de Çok güzel. | Open Subtitles | في الحقيقة ، ما اعطيتني اياه لطيف جداً ، ايضاً |
Pekala bu çok hoş bir duygu. Ama onu gerçek haline dönüştürdüğümde... | Open Subtitles | حَسناً، ذلك شعور لطيف جداً لكن عندما أُغيّرُ مظهرَها إلى حقيقتها |
Çok, çok hoş bir adamdır ve kendisiyle tanışmamız müthişti. | Open Subtitles | إنه رجل لطيف جداً جداً و كان لقائنا عظيماً |
- Gelin ve destekçilerle tanışın. Oxnard'dan çok hoş bir diş hekimi de var. | Open Subtitles | تعالي وقابلي الرعاة هناك طبيب أسنان لطيف جداً من أوكس نارد |
Lakabını, kurbanlara demiryolu çivileriyle işkence ederek kazanmış. çok hoş. | Open Subtitles | كسب لقبه هذا بتعذيب ضحاياه ببراغي السكة الحديد ، لطيف جداً |
Sana rastladığımda gayet iyi görünüyordun. Şimdi de çok iyi görünüyorsun. | Open Subtitles | عندما وقعت فيك ، بدوت لطيف جداً تبدو لطيف الآن |
çok iyi bir delikanlısın. Evet, seni bir zamanlar severdim. | Open Subtitles | انت فتى لطيف جداً نعم ، تعرف ، انا احببتك ذات يوم |
çok iyi birisiniz... Sadece arkadaş olalım sizinle. | Open Subtitles | أنت لطيف جداً دعنا فقط نَكُونُ الأصدقاءَ. |
Beni düşündüğün için çok tatlısın Timmy. Ama başı dertte olan ben değilim. | Open Subtitles | أنت لطيف جداً لقلقك علي و لكني لست بمشكلة تيمي |
Benim için tekrar maltodekstroz der misin? çok şirin. | Open Subtitles | من فضلك أعيدي ملتي دكتروز من أجلي لطيف جداً |
Hadi ama, bunu yalnız yapmak istemiyorum ve o Çok tatlı biri. | Open Subtitles | هيا, أنا لا أريد فعل هذا بمفردي و هو شخص لطيف جداً |
Pierre bana kaşı Çok kibar olsa da onu hiç düşünmedim, ama... onun hakkında bu şekilde konuşmamanı isterdim. | Open Subtitles | بيير لطيف جداً معي، لا أمانعه ...ولكن أتمنى ألا تتحدثي عنه بهذا الشكل |
Ernie Hanson'ın çok şeker bir oğlan olduğunu düşünüyorum. | Open Subtitles | أريد أن اعلمك بأني أعتقد ان إيرني هانسون فتى لطيف جداً |
Çok naziksiniz. Eminim, kibar ve savunmasızsınızdır. | Open Subtitles | أنت لطيف جداً أراهن بأنك مهذب ومسالم أيضاً |
İtalyan bir beyfendi, çok nazik. | Open Subtitles | السادة المحترمون الإيطاليون، لطيف جداً. |