Bunu daha önce çok söylediğimi biliyorum ama evimizdeki küçük bir kıza gerçekten çok korkunç bir şey yapılmış. | Open Subtitles | أعلم أنني قلت هذا العديد والعديد من المرات من قبل لكن هناك شئ فظيع حدث لفتاة صغيرة في منزلنا |
Sence küçük bir kıza ne zarar verebilir? | Open Subtitles | ما الضرر الذي قد يسببه لفتاة صغيرة برأيك ؟ |
Hastalığıyla nasıl başa çıktığıyla ilgili deneyimlerini anlatan küçük bir kıza bir şeyler mırıldandığımı hatırlıyorum. | Open Subtitles | أذكر أنني همهمت بشيء لفتاة صغيرة كانت تروي تجربتها مع المرض |
Listemde olan küçük bir kızın biblosunu kırmak, ve ben de küçük kıza biblosunu geri vereceğim. | Open Subtitles | الموجود على قائمتي هو انني كسرت جائزة مهرجان الجمال لفتاة صغيرة وسوف اقوم بارجاع الجائزة الى تلك الفتاة الصغيرة |
Bir köpek, küçük bir kızın ihtiyacı olan her şeyi verebilir. | Open Subtitles | بالنسبة لفتاة صغيرة, الكلـب هو كل ما تحتاجه |
Bir genç kız için okumaktan daha masumca ve zararsız ne meşgale olabilir? | Open Subtitles | هل يمكن أن تكون هناك هواية أكثر براءة لتمضية الوقت لفتاة صغيرة من القراءة ؟ |
Küçük bir kız öyle korkunç bir kazadan nasıl kurtulur? | Open Subtitles | كيف يمكن لفتاة صغيرة النجاة من هذه المشكلة الرهيبة؟ |
genç bir kıza, annesinin doğranarak öldüğünü nasıI söyleyebilirsin? | Open Subtitles | كيف تقول لفتاة صغيرة ان امها قد ذُبحت حتى الموت ؟ |
Kadınlara değil küçük kızlara yakışır bu. | Open Subtitles | هذا تصرف لفتاة صغيرة لا لسيدة ناضجة |
Böbreğini Pittsburgh'ta Kiki yaşlarında küçük bir kıza vermiş. | Open Subtitles | وهب كليتيه لفتاة صغيرة في بتسبرغ بعمر كيكي |
küçük bir kıza bazı kötü haberler vereceğim. | Open Subtitles | علي أن أذهب حقا و أقول لفتاة صغيرة بعض الانباء السيئة جدا |
"Pembe oyuncak ayınız beş euroya, küçük bir kıza satıldı." | Open Subtitles | "دبك الوردي الصغير تم بيعه لفتاة صغيرة مقابل خمسة يورو" |
küçük bir kıza göre gayet iyi dövüşüyorsun. | Open Subtitles | يمكنك القتال بطريقة جيدة بالنسبة لفتاة صغيرة |
İki garip adam küçük bir kıza şekerleme uzatmış. | Open Subtitles | رجلان غريبان،يعرضان الحلوى لفتاة صغيرة |
Yalnız bırakıldığı zaman küçük bir kıza neler olabileceğini biliyorsundur. | Open Subtitles | تعرفين ما يمكن حدوثه لفتاة صغيرة لوحدها |
Sevdiğini biliyorum ama küçük bir kızın o saatlere kadar ayakta olması doğru değil. | Open Subtitles | أعلم أنك تحبين ذلك, لكنه ليس مناسباً لفتاة صغيرة أن تظل مستيقظة لوقت متأخر, كما تعلمين |
Sevdiğini biliyorum, ama küçük bir kızın o kadar geç yatması doğru değil. | Open Subtitles | أعلم أنك تحبين ذلك, لكنه ليس مناسباً لفتاة صغيرة أن تظل مستيقظة لوقت متأخر, كما تعلمين |
Sevimli küçük bir kızın günlüğü bu. Sen oku, tatlım. | Open Subtitles | إنها مذكرة لفتاة صغيرة إستمري بالقراءة يا عزيزتي |
15 yıl önce tecavüz edilip öldürülen bir genç kız ile aynı soyad-- | Open Subtitles | كان لينين نفس الاسم الاخير لفتاة صغيرة تم اغتصابها و قتلها منذ 15 عاماً |
Küçük bir kız çocuğu için biraz garip bir seçim olmuş da. | Open Subtitles | يبدو خياراً غريباً لفتاة صغيرة. |
genç bir kıza baba olacak biri değildi. | Open Subtitles | ليس أباً مُناسباً لفتاة صغيرة. |
Yalnızca küçük kızlara ihtiyaçları olduğunu hatırladın mı? | Open Subtitles | هل تذكر حين احتاجوا لفتاة صغيرة ؟ |
dedi. Bu sözlerde bir bilgelik vardı, bu küçük kızın kısa yaşamı benim yaşamımı sonsuza kadar etkiledi. | TED | وهنا يكمنُ حكمة المفردات لفتاة صغيرة تركت حياتها القصيرة أثرًا في حياتي إلى الأبد. |