"لقتلك" - Traduction Arabe en Turc

• öldürmek
• öldürmeye
• öldürmem
• öldürmekten
• öldürmeyi
• öldürme
• öldürdüğün için
• öldürmenin
• öldürmesi için
• öldürecek
• öldüreceğim
• öldürürüm
• öldürmeme
• cinayetinden

Umarım düşmanların burayı bulamazlar. Seni öldürmek için her şeyi yaparlar.
آمل ألا يكتشف أعدائك هذا المكان، قد يفعلون أيّ شيء لقتلك

Bu uçağa yerleştirdiğim bir silah seni öldürmek için tasarlandı.
لدي سلاح في مكان ما في هذه الطائرة، مصمم لقتلك

Çocukların bir arkadaşı diyelim, ve buraya seni öldürmeye geldim.
دعينا نقول انني صديق الي هؤلاء الرفاق وانا هنا لقتلك

Tüm bildiğim, şimdiden öldürdüğü tanıklar var. Seni öldürmeye geliyor.
كل ما اعرفه انه قتل كل الشهود وهو قادم لقتلك

Eğer bu senin en iyi vuruşunsa, seni öldürmem gerekiyor.
اذا كان هذا أفضل حصلت ، أنا فقط قد ستعمل لقتلك.

Jackson Mississipi'den Bay Charles Conklin'i öldürmekten.
لقتلك السيد تشارلز كونكلين جاكسون في الميسيسيبي

Haberleşmelerini takip ediyorduk ve şu anda seni ve aileni öldürmek üzere yola çıkmış tetikçileri olduğuna dair istihbarat aldık.
نحن نتنصت على اتصالاته الهاتفية وحصلنا على معلومات مؤكدة تشير إلى أنه طلب من بعض المجرمين عبور الحدود لقتلك وعائلتك

Seni öldürmek için geldiler.
أليس كذلك ؟ ثلاثة رجال سيحضرون هنا لقتلك

Paul, inşallah bu film bitmeden seni öldürmek zorunda kalmam.
بول , أأمل الا اضطر لقتلك قبل نهايه الفيلم

Sizi bir kez öldürmek istedi, bir kez daha deneyebilir.
هو يحاكم لقتلك مرّة، وهو سبلا شك يعمله ثانية.

Seni öldürmek istemiyorum.
فقط يعمل الشّيء الصّحيح، أيمن. أنا لا أريد أن لقتلك.

Merak etme, buraya seni öldürmeye gelseydim, şimdiye ölmüş olurdun.
لا تجزع ، لو كنت هنا لقتلك لكنت فعليا ميتاً

Bu gururla ilgili bir şey değil. Seni öldürmeye gelen cahil kişilerle alakalı.
هذا الأمر لا يتعلق بالكبرياء الأمر هو أن هناك بعض المتخلفين قادمين لقتلك

Burasıyla New Orleans arasında seni öldürmeye çalışacaklarını duydum.
سمعت للتو بمحاولة لقتلك ما بين هنا و نيو اورليانز

Pekala beynim, sen benden hoşlanmıyorsun ben de senden ama şimdi şu testi yap ve ben de seni birayla öldürmeye devam edebileyim.
حسناً يا مخي ، أنت لا تحبني وأنا لا أحبك لكن لنفعل هذا سوياً ، وبعدها سأعود لقتلك بشرب البيرة

-Seni öldürmem için bir neden daha. -Evet, Bay West.
ذلك سيكون اكثر من سبب واحد لقتلك أوه، نعم، سيد ويست

Ama bir şeyi aklından hiç çıkarma... seni bedavaya öldürmekten mutluluk duyardım.
لكن أبقي شيئا في ذهنك سأكون سعيدا لقتلك مجانا

Keşke zamanımı seni kılıçla öldürmeyi planlamak için harcayacağıma seninle kovalamaca oynamak için harcasaydım.
اتمنى اني قضيت المزيد من الوقت للعب مسك الكره معك بدلا من تدريب جسمي و عقلي لقتلك في معركه مناجل

Sizi öldürme umuduyla, ormandan fırlayıp bağırarak size doğru nasıl koştuğunu gördüğümüzde her zaman hayrete düşüyorduk, en azından ben düşüyordum.
لكن دائماً ما كان يثير تعجبنا وتعجبى أنا تحديداً كيف يتسنى لرجل يتسلل لقتلك أن يخرج إليك صارخاً فى وجهك

20 yıl önce o aileyi öldürdüğün için hapse girmiştin.
تمّ زجّك في السجن لقتلك تلك العائلة قبل 20 سنة

Zamanda nereye gidersen git, seni öldürmenin bir yolunu bulacağım.
و مهمـا كان الزمن الذي تذهبين إليه سأجد طريقة لقتلك

Bu arada beni öldürmesi için Margo Lane'i göndermişsin.
بالمناسبه ؟ أرسلتَ مارجو لَين لقَتْلي لقتلك ؟

- Onu öldüreceğin... ilk saniyede, seni öldürecek yeterli zamanım olur.
ـ في الثانية.. ما يتطلبه الأمر بالنسبة لك لقتلها. سيكون لي وقتاُ لقتلك.

Eğer üç dakikaya kadar çıkmazsan, gelip seni öldüreceğim.
إذا أنت لست في الخارج هناك في ثلاث دقائق، أجيء في هناك لقتلك.

Gerekirse buraya gelir, seni kendi ellerimle öldürürüm daha sonra da kendimi öldürüp sırrı benimle birlikte götürürüm.
و إن دعت الحاجة لقتلك بيدي و سأقتل نفسي بعدها ، وسيبقى السر مدفون

Yanlış anlamışsın. Seni öldürmeme gerek yok çünkü zaten ölümüne korkmuşsun bile.
أسأتَ فهمي، لستُ مضطرّة لقتلك لأنّك فعلاً قد متّ رعباً

Alison DiLaurentis, Mona Vanderwaal cinayetinden tutuklusun.
اليسون ديلورنتس انتي رهن الاعتقال لقتلك مونا فاندروال