Gitmem gerekiyor. Sana bıraktığım çipi almak için geldim. | Open Subtitles | عليّ أن أواصل المسير لقد أتيت فقط للشريحة التي تركتها معك |
Ben sadece "korkmayın" demek için geldim. | Open Subtitles | لقد أتيت فقط لإخباركِ بأنه ليس عليكِ أن تخافي |
Dürüst olmak gerekirse,ben sadece, evden ayrılmak için geldim | Open Subtitles | بصراحة ، لقد أتيت فقط لكيأتمكنمن الخروجمنالمنزل. |
Anlıyorum da ben üzerinde biraz para var mı diye gelmiştim. | Open Subtitles | لقد أتيت فقط لأرى ماإذا كان لديك أي مبلغ صغير |
Onunla konuşmaya gelmiştim ama seninle konuşsam da olur. | Open Subtitles | لقد أتيت فقط للتحدث معها ، ولكني أعتقد أنك تصلحين لأمر |
Bunları geri vermek ve teşekkür etmek için geldim. | Open Subtitles | لقد أتيت فقط لأعيد هذا ولأشكرك علي كل شىء |
Kimsenin ölmediğinden emin olmak için geldim. | Open Subtitles | لقد أتيت فقط للتاكد من عدم تعرض أي أحد للقتل |
Hey, İngiliz! Sadece Red için geldim. | Open Subtitles | أنت يا ليمي لقد أتيت فقط من أجل ريد |
Gittiğinden emin olmak için geldim. | Open Subtitles | . لقد أتيت فقط لأتأكد أنها ستغادر |
Sadece meyve suyu için geldim. | Open Subtitles | لقد أتيت فقط من أجل .العصير |
Peki, senin için ne yapabilirim? Um... Aslında Dixon için geldim. | Open Subtitles | إذا ماذا يمكنني أن أفعل لكِ؟ حسنا، في الواقع، لقد أتيت فقط من أجل، (ديكسون). |
Mücevherlerim için sandalyemin altına bomba bağlayıp beni ölüme terk ettiğiniz için size "darılmadığımı" söylemek için geldim Travis. | Open Subtitles | لقد أتيت فقط لكي أقول، أنني لا أحمل لكم ضغينة لتركي ألقي حتفي... بقنبلة مثبتة إلى أعضائي الحساسة يا (ترافيس) |
Sadece bir ameliyat için gelmiştim. | Open Subtitles | لقد أتيت فقط من أجل اجراء جراحة |
Bunlar senin. Ben sadece eşyalarımı almak için gelmiştim. | Open Subtitles | هذا ملكك ، لقد أتيت فقط لأخذ أغراضى |
Sadece kedimi beslemek için gelmiştim. | Open Subtitles | حسناً، لقد أتيت فقط لإطعام قطتي |