Eski komutanınla görüştüm. Seni evlât edinmek istediğini söyledi. | Open Subtitles | لقد تكلمت مع قائدك السابق لقد أخبرني أنه حاول تبنيك |
Bana her şeyi itiraf etti Mimar olmadığını söyledi. | Open Subtitles | لقد اعترف لي بكل شيء. لقد أخبرني أنه ليس مهندساً. |
Bana Tanrı'nın neleri yaratacağını, kimleri öldüreceğini ve bunlara benzer şeyleri bildiğini söyledi. | Open Subtitles | لقد أخبرني أنه يعرف ماذا سوف يخلق ومنسوفيقررلهالعيش ومنسيموت.. |
Hastalarımızla yatmaya son vereceğini söylemişti. | Open Subtitles | لقد أخبرني أنه سيتوقف عن النوم مع مرضانا |
Kardeşinin düğününde tabut taşıdığını söylemişti. | Open Subtitles | لقد أخبرني أنه كان حامل غطاء في زفاف أخيه |
Dur Andy, Bana braçiolümü sevdiğini söyledi. Sana ne dedi bu konuda? | Open Subtitles | انتظر آندي ، لقد أخبرني أنه أحب البرجول ماذا قال لك عنه ؟ |
...ve Bana eğer sana değer veriyorsam evlenme teklif etmemi, senden ayrılmamamı söyledi. | Open Subtitles | و الذي... و لقد أخبرني أنه لو أنني مهتم بشأنكِ لا الإنفصال عنكِ |
Arabanızın yakınlarında olmadığını söyledi, ve ona inanıyorum. | Open Subtitles | لقد أخبرني أنه لم يقترب من سيارتك وأنا أصدقه |
Bana, bu dakikaları, ilk saniyesinden itibaren asla unutmayacağını söyledi. | Open Subtitles | لقد أخبرني أنه لن ينسي أبدا أي لحظة من تلك الدقائق |
Ulusal güvenlikle alakalı olduğunu ve seni de içerdiğini söyledi. | Open Subtitles | و لقد أخبرني أنه أمر يخص الأمن القومي ويخصُك أنت أيضاً |
Bana yerini söyledi ve alırsam, 20.000 papel vereceğini söyledi. | Open Subtitles | لقد أخبرني أنه حيثما كان, سوف يدفع لي عشرون ألف جنيه إذا حصلتُ عليه. ماذا؟ |
Kurulu ikna etmek için elinden geleni yaptığını söyledi ama fikirlerini değiştirememiş. | Open Subtitles | نعم ، لقد أخبرني أنه فعل ما بوسعه لاقناع المجلس ، ولكن هذا لم يغيّر من تفكيرهم |
Bu sabah seni o çantayla gördüğünü söyledi. | Open Subtitles | لقد أخبرني أنه رآكِ هذا الصباح تحملين هذه الحقيبة |
Bana da beynimde hasar olduğunu söylemişti. | Open Subtitles | أجل, لقد أخبرني أنه من الممكن أن أكون تالف الدماغ جزئياً |
Bana yataktan korkuyla çıktığını ve yatağa korkuyla girdiğini söylemişti. | Open Subtitles | لقد أخبرني أنه ينهض خائفًا في الصباح ويذهب خائفًا في الليل لفراشه |
Taştan bir şehirdeki eski bir tepede olduğunu söylemişti. | Open Subtitles | لقد أخبرني أنه يقبعُ عل حافة جبلٍ قديم, في مدينة مشيدة من صخر. |
Taştan bir şehirdeki eski bir tepede olduğunu söylemişti. | Open Subtitles | لقد أخبرني أنه يقبعُ عل حافة جبلٍ قديم, في مدينة مشيدة من صخر. |
Şu evsiz çocuk, Bana burada çocukların kaçırıldığını duyduğunu söylemişti. | Open Subtitles | ذلك الفتى المُتشرد ، لقد أخبرني أنه سمع عن إختطاف الأطفال بالقُرب من هُنا |
Birkaç gün önce gördüğünü söylemişti ama bu yüzden ilaçlarına ihtiyacı var. | Open Subtitles | تعلمين.. لقد أخبرني أنه رأى طبيبه قبل عدة أيام, ولكن هذا هو سبب حاجته إلى الدواء. |