Her zamankinden verdim. 250 miligram, Anafronil. | Open Subtitles | لقد اعطيته أنافرونيل 250 ملليجرام كالمعتاد |
Para alacaklarını sanmazlarsa iyi olur. Ben onu kilisede verdim ve eminim ki aynı tanrıya gitmiştir. | Open Subtitles | من الأفضل أن لا يتوقعون المال لقد اعطيته للكنيسة .. |
Hâlâ uyuyor mu demiştiniz? - Çok güçlü bir uyku ilacı verdim. | Open Subtitles | لقد اعطيته منوما قويا, واقترح ان نذهب للأفطار, |
Ona verdiklerim sahte. İlk harcayacağı yerde anlayacaklardır. | Open Subtitles | لقد اعطيته مالاً مزوراً سيكتشفون الامر عند اول محل يستخدمون فيه المال |
Daha önce kanıyordu. O üzerine birasını döktü. Bende suni teneffüs yaptım. | Open Subtitles | لقد كانت تنزف قبل ان يشرب البيرة لقد اعطيته تنفس بالفم |
Hayır, sadece acısı için biraz morfin verdim ama ondan önce toksin raporu temizdi. | Open Subtitles | لا , لقد اعطيته مورفين , لتخفيف الألم لكن نتائج السموم كانت نظيفة قبل هذا |
17 yılımı verdim onlara, karşılığında bana ne verdiler? | Open Subtitles | لقد اعطيته سبعة عشر عاما من حياتي ماذا اعطاني بالمقابل؟ |
Bir arkadaşıma verdim, bizimle burada buluşacak. Ayrıca endişelenme, böyle şeylere alışıktır. | Open Subtitles | لقد اعطيته لصديق ليّ، وسيأتي لمقابلتنا ولا تقلقي.. |
Ekibimin bu işi çözeceğine dair söz verdim. | Open Subtitles | لقد اعطيته كلمتي بأن فريقي سوف ينهي الموضوع هل تعلم مدى الورطه التي وضعنا انفسنا فيها ؟ |
Ona aşırı doz sakinleştirici verdim, etki etmedi. | Open Subtitles | لقد اعطيته جرعة وحش من اللورازيبام ولا تاثير |
Antibiyotik verdim ama onu hastaneye götürmemiz gerekiyor. | Open Subtitles | لقد اعطيته حقنه من المضاد الحيوي ولكن يجب ان ناخذه الى المشفى |
Ben Ona istediğini verdim, bana gayet iyi davranıyor. | Open Subtitles | لقد اعطيته ما اراد و لقد احسن معاملتي |
Ona çatıdaki odayı verdim çünkü buradaki böcekleri sindirip duruyor. | Open Subtitles | لقد اعطيته الحريه فى الغرفه لانه يلتهم الخنافس و يجعل المكان نظيفا . |
Onu işe dâhil ettim. Bir iş verdim. | Open Subtitles | لقد حاولت ان اشركه لقد اعطيته وظيفه |
- çıksın diye onu tuttum. - Ona iyi bir fiyat verdim. | Open Subtitles | فقط حتى تخرج معي لقد اعطيته سعرا جيدا |
- çıksın diye onu tuttum. - Ona iyi bir fiyat verdim. | Open Subtitles | فقط حتى تخرج معي لقد اعطيته سعرا جيدا |
Biliyorum. Kedime mama vermesi için Ona anahtarlarımı bırakmıştım. | Open Subtitles | أعرف ، لقد اعطيته مفتاح منزلي ليطعم قطتي |
Dersi. Michael Oher. Ona bu testi sözlü olarak yaptım. | Open Subtitles | المادة ، انه مايكل اور ، لقد اعطيته هذا الاختبار شفهيا |
Müvekkilime itiraf pazarlığı hakkında kötü danışmanlık yaptım. | Open Subtitles | لقد اعطيته استشاره سيئه بخصوص صفقة الاقرار بالذنب |
Tanımıyorum, sadece bir B-12 iğnesi yaptım. | Open Subtitles | لقد اعطيته حقنة من قبل لقد بكى كفتاة |