Pek çok gün sana görünmeden yanı başında oturdum. | Open Subtitles | لقد جلست غير مرئي بجانبك الكثير والكثير يوميا |
oturdum, onlarla beraber bir sigara içtim ve bazı şeyleri konuştuk. | Open Subtitles | لقد جلست هناك ، و دخنت سيجارة معهم و تناقشنا فى بعض الأمور |
O kedi benim kucağıma oturdu ve bir şeyler biliyor. | Open Subtitles | لقد جلست تلك الهرّةُ في حضني وتلكَ الهرّةُ تعلمُ شيئاً |
Evlat, tam da yılanları yavruladıkları yere oturdun. | Open Subtitles | لقد جلست في نفس المكان الذي يتكاثرون فيه يا فتى |
Elimde telefon, öylece kaldım. Onu bir daha göremeyeceğimi biliyordum. | Open Subtitles | لقد جلست هناك حاملاً الهاتف عالماً أني لن أراها مجدداً |
Ki oraya yüzlerce kez oturmuştum belki binlerce, elimde bir kutu birayla. | Open Subtitles | الآن، لقد جلست هناك مئات المرّات، ألوف المرّات ربما، حاملًا جعّة بيدي. |
Tarih dersinde arkasında oturuyorum. Çok farklı bir kafa yapısı var, tuhaf. | Open Subtitles | لقد جلست خلفه في دروس التاريخ لديه جمجمة مميزة ، هذا غريب |
Kucağıma oturup ta meydana gelecek ilk şeyin ne... olacağından bahsetmeye ne dersin? | Open Subtitles | ما الذي تقوله لقد جلست في حجري وتكلمنا بهذا الخصوص.. وأول شيء فرقع |
Elektrik masrafı olmasın diye karanlıkta oturdum. | Open Subtitles | لقد جلست في الظلام حتى .أوفر عليك ثمن الكهرباء |
Ben daha çok yarı uykulu oturdum, beynimi yeni bir eser üzerine yorarak. | Open Subtitles | لقد جلست أغلب الوقت نصف نائم وفي غضون ذلك عملت على فكرة |
Bütün gece mantığımın sesini dinleyerek oturdum. | Open Subtitles | لقد جلست طوال الليل لأستمع إلى سبب إنه تافه لكى يسمع |
Bir otobüste oturdum ve hapse atıldım. Kimse uğramadı. - Laptoplar. | Open Subtitles | لقد جلست مرة على مقعد في مكتب ورموني في السجن ، ولم اسمع احدكم يتكلم عني لاسبوع كامل ؟ |
Şuraya oturdu. | Open Subtitles | لقد جلست هناك دخنت سجائرها المذهبه المفلتره |
Çıkışın yanındaki kızı. Sonra geldi önümüze oturdu. | Open Subtitles | الفتاه التى كانت عند مدخل الخروج لقد جلست امامنا |
Gabriel'in yanına oturdu ve ona asılmaya başladı. | Open Subtitles | لقد جلست بجانب غابرييل للتو. وهي تغازله الآن. |
Tam istedikleri anda oturdun. | Open Subtitles | لا، لقد جلست حيث يريدوكِ أن تجلسى بالضبط |
Altı hafta boyunca odamda oturdun öğrenmeye hevesli savunmasızın teki gibi davrandın. | Open Subtitles | لقد جلست في مكتبي لستة أسابيع لقد تصرفت مثل شخص لعين تواق للحماية |
Afganistan boyunca yürüdüğümde, bu gibi insanlar ile kaldım. | TED | عندما تجولت في أفغانستان لقد جلست مع أشخاص من مثل .. |
Irkların ilişkileri ile yeterince uzak kaldım.. | Open Subtitles | لقد جلست على الجوانب من سباق العلاقات هذا بما فيه الكفاية |
Başıma gelen şeylerden dolayı öfkeden deliye dönmüş bir halde haftalarca hücrede oturmuştum. | Open Subtitles | لقد جلست هنا لأسابيع .. مليئة بالغضب لكل الأمور التى حدثت لى |
Wicked müzikalinde önde oturmuştum. | Open Subtitles | لقد جلست في الصف الأول لقد كان غريباً .لقد كان كابوساً |
37 yıldır tahtta oturuyorum ama hala kral nedir saray görevlileri nedir tam bilemiyorum. | Open Subtitles | لقد جلست على هذا العرش لمدة 37 عاما. أنا لم يعد متأكدا ما يعنيه أن يكون الملك. |
Benimle saatlerce oturup beni yoksulluğun dünyasına sürükledi. | TED | لقد جلست معي لساعات، لتعرّفني بعالم الفقر. |
Ben ipin üstüne oturdum. Asıl babaya sen oturdun. | Open Subtitles | لقد جلست علي السلك أنت جلست علي نهاية الحفلة |
Aslında ekrana oturmuşluğum var. | Open Subtitles | لقد جلست في الواقع على هذه الشاشة. |