Ah. Ben de normal bir aile gibi birlikte oturup bir yemek yiyebiliriz diye düşünmüştüm. | Open Subtitles | لقد فكّرتُ أن نجلس سويّاً ولتناول الطعام سويّاً مثل عائلة نموذجيّة |
Belki de burada saklanıyordur diye düşünmüştüm. | Open Subtitles | لقد فكّرتُ أنه لربما يختبأ هنا. |
Ve bu yüzden Caroline belki de tüm bu vampir olayını geride bırakabilirim diye düşünmüştüm. | Open Subtitles | (لذايا(كارولين.. لقد فكّرتُ أنّي قدّ أتغاضى عن الجزء المُتعلّق بكونكِ (مصاصة دماء). |
Burada çalışması harika olur. Bu konuyu epey düşündüm. | Open Subtitles | سنكون محظوظين بتوظيفه، لقد فكّرتُ مليًّا في الأمر |
Çok akıllıcaydı. Az önce düşündüm. Değil mi? | Open Subtitles | ذلك كان حاذقاً للغاية، لقد فكّرتُ فيه توّاً، ألم يكن ذلك شيّقاً؟ |
- Bunu yapmayı ben de düşünmüştüm. | Open Subtitles | لقد فكّرتُ في فعل ذلك. |
Ve bu yüzden Caroline belki de tüm bu vampir olayını geride bırakabilirim diye düşünmüştüm. | Open Subtitles | (لذايا(كارولين... لقد فكّرتُ أنّي قدّ أتغاضى عن الجزء المُتعلّق بكونكِ (مصاصة دماء) |
Bilmeni isterim, beklemeyi düşündüm. | Open Subtitles | أتعرف، أريدك أن تعرف، لقد فكّرتُ فعلاً في الإنتظار. |
Bir ara ölmeyi düşündüm ama aldığım maaşla bunu karşılayamayacağımı fark ettim. | Open Subtitles | تعرفين، لقد فكّرتُ في الموت ولكنّي أدركتُ أنّي لا يُمكنني تحمّله بمرتّب مُحقّق. |
Yani demem o ki, sen de biliyorsun, bunu etraflıca çok düşündüm. | Open Subtitles | .. حسنًا، إذن، أعني لقد فكّرتُ في هذا لبعض الوقت كما هو واضح |