Buraya sana karşı iyi davranmaya çalışmak için buraya geldim. | Open Subtitles | لقد قدمت إلى هنا لأني أحاول أن أكون لطيفاً معكِ |
Sizin yaşınızdayken geldim buraya. | Open Subtitles | لقد قدمت إلى هنا عندما كنت بعمركما تقريبا |
Sizin yaşınızdayken geldim buraya. | Open Subtitles | لقد قدمت إلى هنا عندما كنت بعمركما تقريبا |
Buraya bir arkadaşımın hatırı için geldim. | Open Subtitles | في الحقيقية لقد قدمت إلى هنا للتو بفضل معروف أسدته لي صديقة |
Aslında ben buraya bir arkadaşıma iyilik olsun diye için geldim. | Open Subtitles | في الحقيقية لقد قدمت إلى هنا للتو بفضل معروف أسدته لي صديقة |
Jason ile konuşmaya geldim. Biraz izin verebilir misin? | Open Subtitles | ترومان ، لقد قدمت إلى هنا للتحدث مع جيسون أتسمح أن أكلّمه على انفراد؟ |
Buraya sana bir fırsat sunmaya geldim. | Open Subtitles | إنّي رفيقكَ ، لقد قدمت إلى هُنا لأمنحكَ الفرصة |
Buraya araba satmaktan çok daha önemli şeyler için geldim. | Open Subtitles | لقد قدمت إلى هنا بسبب ما هو أكثر أهمية عن كوني بائع سيارات |
Önden yer kapıp güzel bir çekim yapmak ve çocuklarımı izlemek için buraya 1 saat önceden geldim. | Open Subtitles | لقد قدمت إلى هنا منذ ساعة, لكي أستطيع أن أحصل على كرسي في الصف الأول و لدي زاوية كاميرا مثالية و أنا أشاهد أطفالي |
Davetsiz olarak geldim buraya. Ziyadesiyle cüretliymişim. | Open Subtitles | لقد قدمت إلى هنا بدون دعوة و هو أمر افتراضي جداً |
Önden yer kapıp güzel bir çekim yapmak ve çocuklarımı izlemek için buraya 1 saat önceden geldim. | Open Subtitles | لقد قدمت إلى هنا منذ ساعة, لكي أستطيع أن أحصل على كرسي في الصف الأول و لدي زاوية كاميرا مثالية و أنا أشاهد أطفالي |
Buraya sizin için geldim, efendim. | Open Subtitles | لقد قدمت إلى هنا بسببك يا سيدي |
İkimize olanlardan kaçmak için Şikago'ya geldim, ama artık... | Open Subtitles | لقد قدمت إلى "شيكاغو" للهروب مما حدث بيني وبينك، لكن الآن، |
Buraya kendi irademle geldim. | Open Subtitles | لقد قدمت إلى هنا بإرادتي الحرة |